LAİK CUMHURİYET İLKESİNİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ .
Tarih: 23.12.2019| Okunma Sayısı: 811

 

 

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 2. maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı

içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel

ilkelere dayanan, demokratik, LAİK ve sosyal bir hukuk devletidir” hükmü yer almaktadır.

 

Kısa tarifiyle 'dini kurallar ile devletin işleyişini sağlayan kuralların yani din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması' şeklinde özetlenebilecek LAİKLİK kavramı, aynı zamanda pozitif bilimin, pozitif hukukun, vicdani kanaat bildirme ve düşünce özgürlüğünün başlıca teminatı ve sarsılmaz kalesidir.

 

Anayasanın değiştirilemez maddeleriyle teminat altına alınmış bu ilkesel duruş, sağlamayı öngördüğü dini ve vicdani özgürlük ortamının yanı sıra; yurttaşların inandığı dini ve inançlı veya inançsız oluşunu bir ayrıcalık nedeni saymaksızın, yaşam tarzı ve yaklaşımların özgürce belirlenmesini ve herhangi bir dini ritüel veya inanışın, devlet aygıtı eliyle diğerine tahakkümünü yasaklar.

 

2 Kasım 2011’de 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle kurulan Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulunca, Faizsiz Finans Kuruluşlarının Bağımsız Denetimini Yürüten Denetçiler İçin Etik Kurallar başlığıyla 14 Aralık 2019 tarihli Resmi Gazete’de  “finansal raporların uluslararası standartlarla uyumlu olarak düzenlenmesini ve denetlenmesini sağlayacak standartlar koymak, etkin bir kamu gözetimini gerçekleştirmek” amacıyla yayımlandığı bildirilen kurul kararı, mevcut haliyle Anayasanın değişmez kurallarına ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ilkelerine aykırıdır.

 

Yasama organı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi iradesinin, tartışma ortamının, ortaklaşa karar alabilme iradesinin sarsıldığı, Hukuk Devleti iddiasının bir çabadan öteye gitmediği bu günlerde; hukuki bir metin olmaktan çok uzakta olan ve demokratik laik hukuk kurallarıyla açıkça çeliştiği tartışılamayacak bu metnin bir an önce iptali gerekmektedir.

 

Anayasanın ve Türkiye Cumhuriyeti kuruluş ilkelerinin, bir inancın tekeline alınamayacağı ve toplumda yaşayan her bir bireyin ayrı ayrı kendi inanç ve vicdani kanaatiyle değerli olduğu bilinciyle ve toplumsal kutuplaştırmayı artırıcı bu ve benzeri her türlü girişimden uzak durulması gerekliliği kamuoyuna saygıyla paylaşılır.

AMASYA BAROSU YÖNETİM KURULU.

26.04.2024
AV. BAHADIR TEKEŞ
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.