5 ARALIK TÜRK KADININA SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ TANINMASI AMASYA BAROSU KADIN HAKLARI KOMİSYONU BASIN AÇIKLAMASI
Tarih: 5.12.2019| Okunma Sayısı: 1361

                     5 ARALIK TÜRK KADININA SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ TANINMASI

                           Amasya Barosu Kadın Hakları Komisyonu Basın Açıklaması

 

85 yıl önce bugün,5 Aralık 1934 yılında Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.

 Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte önce 3 Nisan 1930 tarihinde belediyelerde,26 Ekim 1933'te köy ihtiyar heyeti ve muhtarlık seçimlerinde, nihayetinde 5 Aralık 1934'te ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kadına seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Böylelikle pek çok Avrupa ülkesinden önce ve onlara örnek teşkil edecek nitelikte Türk kadını seçme ve seçilme hakkına sahip olmuştur.

1924 yılında TBMM’de anayasa üzerinde yapılan görüşmelerde “kadınların oy vermesi” konusunda görüş ayrılıkları çıkmış ve kadınlara bu hak verilmemiştir. Gerekli yasal değişiklik 1934 yılında Başbakan İsmet İnönü ve 191 milletvekilinin sunduğu Anayasa ve Seçim Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngören yasa önerisi sonucu gerçekleşti. Öneri, 5 Aralık 1934’te Mecliste görüşüldü. Yapılan oylamada, 317 üyeli Meclis'te, oylamaya katılan 258 milletvekilinin tamamının oyuyla değişiklik önerisi kabul edildi.

Demokratik toplum ve hukuk devleti olmanın gereği kadın ve erkeklerin eşit haklara sahip olmasından geçer. Yurttaş eşitliği adına çok önemli bir gelişme olan , seçme ve seçilme hakkının kadınlara verilmesiyle atılan bu büyük ve önemli adımın devam ettirilmesi, siyasi arenada kadın temsilcilerin aktif rol alması gerekmektedir. Bugün TBMM bünyesinde sadece yüzde 17,1 lik kesimini kadın milletvekilleri oluşturmaktadır. Karar alma mekanizmalarında kadınların yeteri kadar yer almaması, kadınların haklarının ihlalinin önüne geçilememesini doğurmaktadır.

Gelinen noktada kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddetin önlenmesi adına yasaların düzenlenmesi ve aktif şekilde kullanılabilmesi için gerekli eğitimlerin yapılabilmesi Meclisteki kadın milletvekillerinin etkin olarak rol almasıyla gerçekleşecektir.

Kadınların bir birey olarak kabul edilmemesi kadınların insan hakları ihlalini önleyememekteki en büyük sorundur. Bu sebeple AİHS tek başına yeterli olamamaktadır. Kadınlara yönelik hak ihlallerinin önüne geçebilmek için Türkiye’nin de taraf olduğu CEDAW (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi)  aktif şekilde uygulanmalıdır.

Mustafa Kemal Atatürk :"Daha emin ve daha doğru olarak yürüyeceğimiz bir yol vardır: Büyük Türk kadınını çalışmamıza ortak kılmaktır." Sözleriyle kadın erkek eşitliğine, kadının aktif rol alması gerektiğine vurgu yapmıştır. Cumhuriyetin ilanı ile beraber kadın haklarına yönelik önemli reformlar gerçekleştirilmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde başlamış bu değişimleri devam ettirmek ve uygulamak Türk vatandaşlarının görevidir. Türk kadını kendi haklarını korumak için çalışmalı ve bu hakları bilmeyenlere öğretmelidir. Biz de Amasya Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak her zaman bu görev bilinciyle hareket edeceğiz ve özverili şekilde çalışmalarımıza devam edeceğiz.

 

26.04.2024
AV. BAHADIR TEKEŞ
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.