5 ARALIK TÜRK KADININA SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ TANINMASI AMASYA BAROSU KADIN HAKLARI KOMİSYONU BASIN AÇIKLAMASI
5
ARALIK TÜRK KADININA SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ TANINMASI
Amasya Barosu Kadın Hakları Komisyonu Basın Açıklaması
85 yıl önce bugün,5 Aralık 1934 yılında Türk kadınlarına
seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.
Cumhuriyetin
kurulmasıyla birlikte önce 3 Nisan 1930 tarihinde belediyelerde,26 Ekim 1933'te
köy ihtiyar heyeti ve muhtarlık seçimlerinde, nihayetinde 5 Aralık 1934'te ise
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kadına seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.
Böylelikle pek çok Avrupa ülkesinden önce ve onlara örnek teşkil edecek
nitelikte Türk kadını seçme ve seçilme hakkına sahip olmuştur.
1924 yılında TBMM’de anayasa üzerinde yapılan görüşmelerde
“kadınların oy vermesi” konusunda görüş ayrılıkları çıkmış ve kadınlara bu hak
verilmemiştir. Gerekli yasal değişiklik 1934 yılında Başbakan İsmet İnönü ve
191 milletvekilinin sunduğu Anayasa ve Seçim Kanunu'nda değişiklik yapılmasını
öngören yasa önerisi sonucu gerçekleşti. Öneri, 5 Aralık 1934’te Mecliste
görüşüldü. Yapılan oylamada, 317 üyeli Meclis'te, oylamaya katılan 258
milletvekilinin tamamının oyuyla değişiklik önerisi kabul edildi.
Demokratik toplum ve hukuk devleti olmanın gereği kadın ve
erkeklerin eşit haklara sahip olmasından geçer. Yurttaş eşitliği adına çok önemli
bir gelişme olan , seçme ve seçilme hakkının kadınlara verilmesiyle atılan bu
büyük ve önemli adımın devam ettirilmesi, siyasi arenada kadın temsilcilerin
aktif rol alması gerekmektedir. Bugün TBMM bünyesinde sadece yüzde 17,1 lik
kesimini kadın milletvekilleri oluşturmaktadır. Karar alma mekanizmalarında
kadınların yeteri kadar yer almaması, kadınların haklarının ihlalinin önüne
geçilememesini doğurmaktadır.
Gelinen noktada kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddetin
önlenmesi adına yasaların düzenlenmesi ve aktif şekilde kullanılabilmesi için
gerekli eğitimlerin yapılabilmesi Meclisteki kadın milletvekillerinin etkin
olarak rol almasıyla gerçekleşecektir.
Kadınların bir birey olarak kabul edilmemesi kadınların insan
hakları ihlalini önleyememekteki en büyük sorundur. Bu sebeple AİHS tek başına
yeterli olamamaktadır. Kadınlara yönelik hak ihlallerinin önüne geçebilmek için
Türkiye’nin de taraf olduğu CEDAW (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın
Kaldırılması Sözleşmesi) aktif şekilde
uygulanmalıdır.
Mustafa Kemal Atatürk :"Daha emin ve daha doğru olarak yürüyeceğimiz bir yol vardır: Büyük Türk
kadınını çalışmamıza ortak kılmaktır."
Sözleriyle kadın erkek eşitliğine, kadının aktif rol alması gerektiğine vurgu yapmıştır.
Cumhuriyetin ilanı ile beraber kadın haklarına yönelik önemli reformlar gerçekleştirilmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde başlamış bu değişimleri
devam ettirmek ve uygulamak Türk vatandaşlarının görevidir. Türk kadını kendi haklarını
korumak için çalışmalı ve bu hakları bilmeyenlere öğretmelidir. Biz de Amasya
Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak her zaman bu görev bilinciyle hareket
edeceğiz ve özverili şekilde çalışmalarımıza devam edeceğiz.