25 KASIM KADINA KARŞI ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI MÜCADELE GÜNÜ AMASYA BAROSU KADIN HAKLARI KOMİSYONU BASIN AÇIKLAMASI YAPTI.
25
KASIM KADINA KARŞI ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI MÜCADELE GÜNÜ AMASYA BAROSU KADIN
HAKLARI KOMİSYONU BAŞKANI AV. GÖKCEN KANTAR DURAN, BAŞKAN YARDIMCISI AV.
NİLÜFER ÇAYLIKOCA UĞUR, ÜYELER AV.
AYŞE FULYA ÖZKAN, AV. KÜBRA TAYBOĞA, AV. ELİF ILICAK. STJ.AV. CANAN KOÇ VE
KONUŞMACI STJ.AV. HİLAL MERVE GÜL TARAFINDAN,BAŞKAN YARDIMCIMIZ AV. CEM KILIÇ,
BAROMUZ AVUKATLARINDAN AV. KADİR AKILLIGİL, AV. NURCAN KUNT, AV. EMİNE UZUN,
AV. MERYEM YERDELEN’İN DE KATILIMI İLE SAAT
11.00’ DE BARO BAŞKANLIĞIMIZDA BİR BASIN AÇIKLAMASI DÜZENLENDİ.
DAHA SONRASINDA ŞEHZADELER GEZİ YOLUNDA; BARO
BAŞKANIMIZ AV.A. MELİK DERİNDERE, BAŞKAN YARDIMCIMIZ AV. CEM KILIÇ, GENEL
SEKRETERİMİZ AV. BARIŞ KOÇAK, YÖNETİM KURULU ÜYELERİMİZ AV. KEMAL ALPASLAN
NALBANTOĞLU, AV. ERDEM CELALETTİN TÜREM, AV. ONUR BOLAT, BAROMUZ AVUKATLARINDAN
AV.UMUT YOLCU, AV. TUĞBA UZUN, AV. ÜMİT SERT, AV. MERYEM YERDELEN’İN KATILIMLARI İLE AMASYA BAROSU KADIN
HAKLARI KOMİSYONU BAŞKANI AV. GÖKCEN KANTAR DURAN, BAŞKAN YARDIMCISI AV.
NİLÜFER ÇAYLIKOCA UĞUR, ÜYELER AV.
AYŞE FULYA ÖZKAN, AV. KÜBRA TAYBOĞA, AV. ELİF ILICAK, STJ.AV. CANAN KOÇ, STJ.AV. HİLAL MERVE GÜL TARAFINDAN OLUŞTURULAN
STANDTTA VATANDAŞLARIMIZA 25 KASIM KADINA KARŞI ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI
MÜCADELEYİ TEMSİLEN BİRER TURUNCU KORDELA TAKILDI VE FARKINDALIĞA KARŞI DUYARLI
OLUNMASI KONUSUNDA AÇIKLAYICI BİLGİLENDİRMELER YAPILDI.
25
Kasım Kadına Karşı Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü
Amasya Barosu Kadın Hakları Komisyonu Basın Açıklaması
25 Kasım 1960; Dominik
Cumhuriyetinde, Trojillo Diktatörlüğüne karşı direnişin sembolü olan Mirabel
Kardeşlerin, cezaevinde bulunan eşlerini ziyaret ettikten sonra tecavüz
edilerek öldürülmelerinin tarihidir. Bu olay dönüm noktası olmuş ve tüm dünyada
kadına yönelik şiddete karşı kampanyalar düzenlenmiştir. Öldürüldükleri gün
olan 25 Kasım Birleşmiş Milletlerin 1999 yılında aldığı karar ile ‘Kadına
Karşı Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü’ olarak anılmaktadır. Tüm dünya da ve ülkemizde kadına yönelik
şiddetin kınandığı ve baskılara yenilmeyen yürekli kadınların mücadelesini
onurlandırmak adına ölümsüzleştirilen bir gündür 25 Kasım…
Dünya Sağlık Örgütü Kadına
Yönelik Şiddeti; Cinsiyete dayanan, kadını inciten ona zarar veren, fiziksel,
cinsel, ruhsal hasarlara sonuçlanma olasılığı bulunan, toplum içerisinde ya da
özel yaşamında ona baskı uygulanması ve özgürlüklerinin keyfi olarak
kısıtlanmasına neden olan her türlü davranış’ şeklinde tanımlamıştır. Bu tanıma
daha sonra ekonomik ihtiyaçlardan yoksun bırakarak uygulanan ekonomik şiddet de
dahil edilmiştir.
Birleşmiş Milletler Kadınlara
yönelik şiddetin önlenesi bildirgesinde ve Avrupa Konseyi İstanbul
Sözleşmesinde kadına yönelik şiddet kamusal veya özel yaşamda, kadınlara
fiziksel, cinsel veya psikolojik acı, ıstırap veren ya da verebilecek olan,
cinsiyete dayanan bir eylem, tehdit, zorlama, keyfi olarak özgürlükten ekonomik
gereksinimlerden yoksun bırakma şeklinde tanımlamıştır.
Kadına yönelik şiddet anayasal
bir hakkın yani yaşama hakkının ihlalidir. Anayasanın 10. Maddesinde de
belirtildiği üzere ‘Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi
inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde
eşittir. Bu yönüyle 25 Kasım bir yüzleşme günüdür. 25 Kasım, kadınların yalnızca
kadın olmaları nedeniyle en temel insan hakkı olan yaşam haklarının güvence
altında olmadığı gerçeğiyle yüzleşme günüdür. 25 Kasım, yalnızca kadın olmaları
sebebiyle, maruz kaldığı ayrımcılığın ve şiddetin, aile içinde ve kamusal
alanda yaygın ve sürekli olduğu gerçeğiyle yüzleşme günüdür.
25 Kasım, kadınların, yalnızca
kadın olmaları nedeniyle hukuki, siyasi, ekonomik ve sosyal alanda eşitliğe
sahip olmadıkları gerçeğiyle yüzleşme günüdür. 25 Kasım, kadınların, yalnızca
kadın olmaları nedeniyle, dünya gelirinin ise %10’una sahip oldukları
gerçeğiyle yüzleşme günüdür. 25 Kasım, kadınların, yalnızca kadın olmaları
nedeniyle açlık sınırı altında yaşayan dünya nüfusunun üçte ikisini
oluşturdukları gerçeğiyle yüzleşme günüdür.
Dünya Ekonomik Forumunun 2017
tarihli Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporuna göre, toplumsal cinsiyet eşitliğinin
tesisi için dünya 300 seneye ihtiyaç duymaktadır. Aynı raporun, cinsiyet
eşitliği sıralamasında Türkiye 144 ülkenin bulunduğu listede 130. Sırada yer
almıştır.
Ülkemizde her yıl yüzlerce kadın
kadına yönelik şiddet eylemleri neticesinde hayatını kaybetmektedir. 2018 yılı
için bu sayı 440, 2019 yılı Temmuz ayına kadar bu sayı ise 221 kadın erkekler tarafından
öldürülmüştür. 2019 yılında öldürülen 221 kadının 100’den fazlası aile üyeleri
tarafından katledilmiş, ölen kadınların %53’ünün neden öldürüldüğü
belirlenemezken, %23’ü kendi hayatına dair karar aldığı için, %5’i ise ekonomik
sebeplerden dolayı öldürülmüştür.
Türkiye’de yaşayan (en az) her üç
kadından birinin, fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddete maruz kaldığı
araştırmalar sonucu sabittir. Ülkemizde kadınların yarısı çalışmamaktadır.
Çalışan kadınların yarısı ise hiçbir sosyal güvenceleri olmadan, kayıt dışı
istihdam edilmektedir. Kadınlar, daha çok dezavantajlı işlerde çalışma imkanı
bulabilmektedir. 2018 yılında Türkiye’deki üst düzey yöneticilerin yalnızca
%18’inin kadın olduğu tespit edilmiştir.
Acı bir gerçektir ki kadın
cinayetleri ve cinsiyetler arasında ki eşitsizlik hala devam ediyor… Münevver
Karabulut, Özgecan Arslan, Ayşe Paşalı, Şule Çet, Leyla Aldemir, Hatice Kavak,
çocuğunun gözü önünde öldürülen Emine Bulut, Tuğba Erkol ve niceleri bu çaresiz
durumun sesleri duyulmayan çaresiz mağdurları…
Unutmamalıyız ki açıkça yazılmış
kanun ve sözleşme hükümlerine rağmen ülkemizde Aile Hukuku ve 6284 sayılı Kanun
kapsamında uzlaşma yoluna gidilmesi gene Aile Hukukunda arabuluculuk
uygulamasının tartışılması konusunda ki yaklaşımların kabul edilmesi mümkün
değildir. Kendisine şiddet uygulayanla mağdur kadının uzlaşma veya anlaşma
sağlamasını beklemek kabul edilemez bir durumdur. Gene tarafı olduğumuz İstanbul Sözleşmesinin
kadınlara ayrımcılık olarak nitelendirilmesine karşı çıktığımızı ve bu konuda
ki yapılan hukuka aykırı söylem ve ayrımcılıkla sonuna kadar mücadele
edeceğimizi belirtmek isteriz.
Bizler Amasya Barosu Kadın
Hakları Komisyonuna bağlı gönüllü avukatlar olarak tüm kadınlar adına, kadına
yönelik şiddet ve ayrımcılıkla mücadeleye hukuksal alanda her gün, etkin
biçimde var gücümüzle devam edeceğimizi bildiririz. Unutmamalıyız ki;
‘DÜNYANIN YARISINI KADINLAR
OLUŞTURUR DİĞER YARISINI İSE KADINLAR YETİŞTİRİR…
Amasya Barosu Kadın Hakları Komisyonu