AMASYA BAROSU KADIN HAKLARI KOMİSYONU BASIN AÇIKLAMASI
Bizler Amasya Barosu Kadın Hakları Komisyonu gönüllü
avukatları olarak her gün neredeyse aleni hale gelmiş kadın cinayetlerine dur
demek istiyoruz.
Adına sevgi, kıskançlık ve erkeklik denilen gayri ahlaki
dürtü ile yapılan insanlık dışı suçlara karşı dayanacak gücümüz kalmamıştır. Bu
suçun failleri kadar susanlar, üç maymunu oynayanlar, görmeyenler, duymayanlar,
konuşmaktan bile korkanlar, konuşurken ama kadının o saatte dışarıda ne işi
vardı, üzerine ne giyinmişti, nasıl güldüğüyle ilgili ama, fakat cümleleri
kuranlarda bu suçun ortağıdır. Bugüne kadar öldürülen bütün kadınların kanları
elinizdedir. Eril zihniyetin kadına bakış açısındaki sığlığın sona ermesini ve
toplumun kanayan yarası olan kadın cinayetlerinin son bulması için artık daha
ciddi önlemlerin alınması gerektiği ortadadır.
Her güne yeni bir kadın cinayeti haberi ile uyanıyoruz.
Katillerimiz eşlerimiz, babalarımız, oğullarımız, sevgililerimiz.
Katillerimizin sadece adı değişiyor, uğradığımız şiddetin sonu yok ve sonumuz
hep ölüm. Öldüğümüzde dahi yaşadığımız şiddet ve istismarın sonu gelmiyor.
Fotoğraflarımız, özel hayatlarımız, isimlerimiz açıkça bütün sosyal medya
mecralarında, gazeteler ve haber bültenlerinde sergileniyor buna karşın
katillerimizin adını vermeyip fotoğraflarını buzlandırıyorsunuz. Yaşarken
uğradığımız şiddet yetmiyor öldürüldüğümüzde de devam ediyorsunuz.
Bu ülkede yaşayan bütün kadınlar birbirimize görünmez
zincirlerle bağlıyız. Birimiz güvende değilsek hiçbirimiz güvende değiliz. Bu
nedenle son günlerde varlığı tartışmaya açılan İstanbul Sözleşmesini uygulamak
devletin görevidir. Sözleşme ile taraf devletler şiddetin önlenmesinde
yükümlüdür. Sözleşme cinsiyet temelli şiddete maruz bırakılan herkesin
güvencesidir. Sözleşmenin metninde Nahide Opuz’un annesinin Güldünya Töre’nin,
Ayşe Paşalı’nın kanı var. Bu sözleşmenin temelinde Cerenlerin, Fatma
Altınmakas’ın, Özgecan’ın, Emine Bulut’un, Pınar Gültekin’in kanı var. Devletler ilk önce yurttaşlarının yaşam
hakkını sağlamak, korumakla yükümlüdür. Yaşam hakkı sadece ölmemek değildir,
ölümle yüz yüze gelmemektir.
Hepimizin eşit ve özgür yaşamaya hakkı var. Ellerinizi
kadınların üzerinden çekin.
İstanbul sözleşmesini uygulayın!!!