ÇOCUK HAKLARI ÇALIŞTAYI DİYARBAKIR BAROSU EV SAHİPLİĞİNDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ.
ÇOCUK
HAKLARI ÇALIŞTAYI DİYARBAKIR BAROSU EV SAHİPLİĞİNDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ.
ÇALIŞTAYA KADIN
VE ÇOCUK HAKLARI KOMİSYONUMUZDAN AV. ZÜBEYDA MELEK DURAK KABAKÇI KATILDI.
31 MART -01 NİSAN 2018 TARİHLERİNDE
YAPILAN ÇOCUK HAKLARI ÇALIŞTAYININ SONUÇ BİLDİRGESİ:
Biz
Baroların Çocuk Hakları Komisyonlarının temsilcileri olarak 31.03.2018 –
01.04.2018 tarihlerinde Diyarbakır Baro’sunun ev sahipliğinde
gerçekleştirdiğimiz toplantıda, aşağıdaki konularda çocuk hakları ile ilgili
adalet ve koruma sistemi içerisinde karşılaştığımız sorunları ele aldık:
1) Çocuk istismarı
2) Çocuk evlilikleri
3) Çocuk istismarı materyalleri
4) Aile içerisinde ve aile hukukunu
ilgilendiren sorunlarda çocuğun korunması
5) Kurum bakımında çocuğun korunması
6) Medya ve bilişim alanlarında çocukların
korunması
7) Çocuk yargılaması
8) Ceza infaz kurumlarındaki çocuklar
9) Çocuk işçiliği
10) OHAL’in çocuklar üzerindeki etkileri
11) Güvenlik tedbirlerinin uygulanması sırasında
meydana gelen çocuk hakkı ve çocuğun yaşam hakkını ihlalleri
Aşağıdaki
sorunlar üzerinde çalışmamız gerektiğini tespit ettik:
• İstismar mağduru çocuklarla ilgili
koruyucu hizmet olarak düşünülen Çocuk İzlem Merkezleri ve Adli Görüşme
Odalarının, henüz her yerde bulunmamakta, olan yerlerde ise personel eksikliği
başta olmak üzere pek çok alt yapı eksikliği bulunmaktadır.
• Bu durum, istismar mağdurlarının
ifadelerinin karakollarda alınmasının tercih edilmesine neden olmaktadır.
• Uzman olmayan soruşturma ekipleri
nedeniyle yeterli delil toplanamamaktadır.
• Mağdur ve ailelerin de hakları
konusunda yeterli bilgiye sahip olmamaları delillerin toplanmasını olumsuz
etkilemekte ve ailelerin dava açma veya takip etme konusunda çekimser kalmasına
neden olmaktadır. Bu konuda çözüm olabilecek, Mağdur Hakları Daire Başkanlığı
ile ilgili yasa acilen çıkarılmalıdır.
• ASP Bakanlığının istismar davalarına
müdahil olması, çocukların sosyal hizmetlerden yararlanmasını
kolaylaştırmamaktadır.
• Bu durumda çocuğun haklarını savunacak
sivil toplum temsilcilerinin ve baroların katılım talepleri ise
reddedilmektedir.
• Türk Ceza Kanunun cinsel suçlara
ilişkin düzenlemeleri, çocukları cinsel istismardan korumak konusunda yetersiz
kalmakta, çocuk istismarı materyallerinin (çocuğun müstehcen görüntüleri vb.)
üretimi ve yayınlanması cinsel istismar suçu kapsamında düzenlenmemekte, öte
yandan akran çocuklar arasındaki eylemlere ilişkin çocuklara özgü düzenlemeler
içermemektedir.
• Boşanma davalarında çocukla ebeveyn
arasında kişisel ilişkinin kurulmasına yönelik kararların verilmesi ve
uygulanması sırasında çocuğun yararının tespiti ve takibi yapılamamaktadır.
• Korunma ihtiyacı incelemeleri (kabul
ve kaldırma) dosya üzerinden yapılmakta, çocukların görüşleri alınmamakta,
çocuklara vekil tayin edilmemekte, bu kararlar verilirken velayet ve kişisel
ilişki düzenlenmemektedir. Bu da çocuğun kurum bakımında veya koruyucu aile
yanında iken temsiliyeti ile ilgili konularda sorun yaşanmasına neden olmakta
ve haklarının kullanılması ve korunmasını zorlaştırmaktadır.
• Koruma altındaki çocukların kamu
vasisinin, bakım hizmeti veren kuruluş çalışanlarından oluşması, bakım
hizmetinden kaynaklanan hak ihlallerine karşı korumasız kalmalarına neden
olmaktadır.
• Bakım hizmetine ihtiyaç duyan veya
herhangi bir kurumdan hizmet alma ihtiyacı olan LGBTİ çocuklara özgü kurumların
bulunmaması, korunmalarını güçleştirmekte, bulundukları kuruluşlarda onları
risklere karşı korumasız kılmaktadır.
• Çocuklar; atölyeler, mevsimlik gezici
tarım işleri gibi çocuk işçiliğinin en kötü biçimleri de dahil olmak üzere
gelişim ve güvenliklerine aykırı biçimdeçalıştırılmaktadır.
• Çocukların suça itildikleri
durumlarda, onlarla ilgili işlemleri yapan bütün makamların çocuğa özgü olması
sağlanamamaktadır. Örneğin tutuklama kararları sulh hakimlerince verilmektedir.
Başka şehirde bulunan çocukların SEGBİS vasıtasıyla ifadesinin alındığı
hallerde yanında avukat bulunmamaktadır. Suça itilen çocuklar için cezanın son
çare olmasını sağlayacak aleternatif tedbirler uygulanamamaktadır.
• Ceza infaz kurumlarındaki çocuklar
aileleri ile ancak ayda bir görüşebilmekte, avukatın hukuki yardımından
yararlanamamaktadır.
• Çocukların 6 yaşına kadar anneleri ile
kalmasına imkan veren düzenleme nedeniyle annesi tutuklu veya hükümlü olan 700
kadar çocuk cezaevinde hiç uygun olmayan koşullarda yaşamaktadır.
• Sığınmacı veya ailesi sınır dışı
edilme tehdidi altında olan çocukların, kanuni temsilcisiz kalmakta, birlikte
oldukları yetişkinler onları temsil edememekte ve yararlarını koruyamamakta ve
bir avukatın hukuki yardımından yararlanması için de onlarla ilgili işlem yapan
makamlar talepte bulunmamaktadır. Bu da çocukların, kurum bakımına alınma,
kurum bakımı veya bir yetişkinin yanında hak ihlallerine karşı korumasız
kalmasına neden olmaktadır.
• Kayıt dışı ve ikamet sınırı dışında
yaşayan sığınmacı ailelerin çocukları eğitim, sağlık hakları başta olmak üzere
hiç bir haklarını kullanamamakta ve sınır dışı edilme korkusu nedeniyle ihmal
ve istismar mağduru oldukları durumlarda yasal müracaatlarda bulunmamaktalar.
• Mağdur ve suça sürüklenen çocukların
fotoğrafları ve kimliklerinin belirlenmesine yarayacak bilgiler yayınlanmakta,
Basın Kanunu ihlal edilmektedir.
• Bilişim alanında, çocuklara yönelik
riskler yeni bir çalışma konusu oluşturmaktadır. Çocuklara yönelik riskli içerikler
üreten digital mecralar, ailelerin çocuklarının resimlerini ve onlara ait
bilgileri paylaşma biçimleri ve bu resimlerin daha sonra kötü niyetli kişilerce
kullanılması, çocukların birbirlerinin resimleri ve bilgilerini paylaşmalarının veya oyun karakterlerini
izinsiz almalarının suç olduğunu bilmemeleri, çocuklara yönelik yeni risk
alanları oluşturmaktadır.
• OHAL nedeniyle, çocuk alanında çalışan
örgütler kapatılmış, var olan örgütlerin de savunuculuk faaliyetlerinin kısıtlanmış bulunmaktadır.
• Güvenlik odaklı tedbirler; çocukların
ruh sağlığını etkilemekte, eğitim hakkı başta olmak üzere bir çok haklarını
kullanmalarını güçleştirmekte, bu uygulamalar sırasında çocukların yaşam
hakları ihlal edilmekte ve bunlar cezasız kalmaktadır.
Tespit
ettiğimiz sorunların çözümünün bulunduğunu biliyoruz, bu doğrultuda hemen
yapılması gerekenlere ilişkin bazı önerilerimizi paylaşmak istiyoruz:
• ÇİM’lerle ilgili yasal düzenleme
yapılmalı. Buradaki işleyişin ayrıntıları belirlenmelidir. Bu düzenleme
yapılırken sistemde ÇİM ve KİM’lerin birleştirilmesi veya herhangi bir biçimde
çocuklar ile yetişkinlerin aynı birimlerden hizmet almasına neden olacak
düzenlemelerden kaçınılmalıdır.
• Adli sistem içerisindeki sorunlar
görünür kılınmalıdır.
• Adli sistem içerisinde çocukla çalışan
herkesin (hakim, savcı, avukat, sosyal hizmet uzmanı, ve bütün diğer meslek
mensupları) çocuk psikolojisi, çocuk yargılaması ve çocuk koruması alanlarında
uzmanlaşması sağlanmalıdır.
• Bu alanda çalışan bütün kurumlar
arasında işbirliği sağlanmalıdır.
• Ailelerin, çocukların ve çocukla
çalışanların çocuk koruma ve adalet sisteminin işleyişi, çocukların hakları
gibi konularda bilgilendirilmesi sağlanmalıdır.
• Bildirim yükümlülüğü olan öğretmen,
doktor gibi meslek elemanlarının çocuk adalet sistemine dahil edilmesi ve ihbar
mükellefiyetini yerine getirmeleri sağlanmalıdır.
• Çocukların adli sistem içerisinde
girdikleri durumların yasaya uygun olarak ASP Bakanlığına bildirilmesi
sağlanmalı ve ASP Bakanlığı bu gibi durumlarda davaya katılan sıfatıyla
katılmak yerine bir sosyal hizmet uzmanının çocuğun yanında bulunmasını
sağlamalı ve bu suretle çocuğun koruyucu ve destekleyici hizmetlere olan
ihtiyacı belirlenmeli ve gerekli tedbirler alınmalıdır.
• Şiddet kriz merkezi gibi, mağdur
çocukların bütün hizmetleri tek elden ve uzmanlaşmış meslek elemanları
marifetiyle alabilecekleri hizmet birimleri oluşturulmalıdır.
• TCK 103 ve 104 maddeleri, çocuk
istismarı materyallerinin üretimi ve paylaşılması ile ilgili eylemlerin de
çocuk istismarı sayılacağı, çocuktan yetişkine yönelik cinsel davranışların
başka bir şart aranmadan çocuk istismarı suçu kapsamında kabul edileceği,
akranlar arası cinsel davranışları ise ceza sorumluluğu kapsamı dışında tutacak
bir düzenleme yapılmalıdır.
• Bilişim suçları çocuklar için özel
olarak düzenlenmeli, çocukların bu tür suçlar ile suçlanmaları engellenmelidir.
• Çocukla yapılan evlilikler, nerede
yapılmış olursa olsun tescil edilmemeli, erken evliliklerin önlenmesi için
koruma sistemi kapsamında hizmetler üretilmelidir.
• Boşanma ve diğer aile hukuku
davalarında Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’nin
uygulanması sağlanmalı, sosyal inceleme ile çocuğun yararı belirlenmeden
kişisel ilişki konusunda karar verilmemesi sağlanmalı, bu işlemleri ile ilgili
usul bir mevzuat ile düzenlenmelidir.
• Ailesi dışında korunan çocuklar için
kamu vesayeti makamı nezdinde teşkilat oluşturulmalı, kruma kararı ile bilrikte
velayet ve kişisel ilişkinin tesis edilmesi sağlanmalıdır.
• LGBTİ çocuklara özgü hizmetler
planlanmalıdır.
• Çocukların bulundukları kurumlar
bağımsız denetime açık olmalıdır.
• Çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin
önlenmesine yönelik genelgelerin uygulanmasını izleme mekanizması
oluşturulmalıdır.
• Çocukların suça itildikleri
durumlarda, onlarla ilgili işlemleri yapan bütün makamların çocuğa özgü olması
sağlanamamaktadır. Örneğin tutuklama kararları sulh hakimlerince verilmektedir.
Başka şehirde bulunan çocukların SEGBİS vasıtasıyla ifadesinin alındığı
hallerde yanında avukat bulunmamaktadır. Suça itilen çocuklar için cezanın son
çare olmasını sağlayacak aleternatif tedbirler uygulanamamaktadır.
• Çocukların suça sürüklendikleri
durumlarda, önceliğin alternatif tedbirlere verilmesini sağlayacak biçimde TCK
değiştirilmeli, bu alanda uygulanabilecek tedbirler geliştirilmeli, etkili
hizmet ve kuruluşların bulunması sağlanmalıdır. Çocukla ilgili adli işlemlerin
hepsinin çocuğa özgü mahkemelerce yapılmasını sağlayacak biçimde görevlendirme
yapılmalıdır.
• SEGBİS ile ifade alınan durumlarda,
çocuğa bulunduğu yerde de bir müdafi tayin edilmesi sağlanmalıdır.
• Ceza infaz kurumlarında çocukların
açık görüşleri haftada bir olmalı, müdafi görevlendirmeleri çocukların kurumda
bulundukları süre boyunca avukatın hukuki yardımından yararlanmasına imkan
verecek biçimde düzenlenmelidir.
• Çocukların aile bireyleri ile birlikte
ceza infaz kurumlarının uygun olmayan koşullarda yaşamalarını engellemek için
dünyadaki iyi örneklerden de yararlanılarak, alternative uygulamalar
geliştirilmelidir.
• Göç eden veya ailesi sınır dışı edilme
tehdidi altında olan çocukların, aileleri ile birlikte yaşama hakları ve bir
kanunu temsilciye sahip olma ihtiyaçları
dikkate alınmalı, refakatsiz veya velisi dışında bir refakatçi ile seyahat eden
çocuklar için vasi tayin edilmesi sağlanmalı ve bu çocuklara hukuki yardımda
bulunmak üzere avukat tayin edilmesi bir hak olarak düzenlenmelidir.
• Medyada mağdur ve suça sürüklenen
çocukların kimlik ve adreslerinin anlaşılmasına neden olacak yayın
yapılmamalıdır.
• Çocuklar, aileler ve çocuklarla
çalışanlar için bilişim suçları konusunda bilgilendirici çalışmalar
yapılmalıdır.
• OHAL ve KHK uygulamaları, bir çok
temel hak alanında olduğu gibi çocuk hakları alanında da ihlallere neden olduğu
için, derhal kaldırılmalıdır.
• Hangi sebeple olursa olsun çocuk hakkı
ihlaline neden olan uygulamaların cezasız kalması engellenmeli, doğan
zararların giderilmesi sağlanmalıdır.
Biz
Baroların Çocuk Hakları Komisyonlarının temsilcileri olarak, belirlediğimiz bu
çözüm önerilerinin hayata geçirilmesini takip etmek ve sağlamak üzere;
uygulamaları izleyip raporlandırma, stratejik davalama, cezasızlığın önlenmesi
için birlikte çalışmak, avukatların çocuk hukuku alanında uzmanlaşmasının
sağlanması, kurumlar ve alan çalışanları arasında işbirliğinin arttırılması
gibi yöntemler ile çalışmaya devam edeceğimizi bildirir ve bu konuda tüm
meslektaşlarımızın ve bu alanda çalışan bütün meslek elemanlarının katkı ve
katılımlarını bekleriz.
KATILIMCI
BAROLAR
ADIYAMAN
BAROSU
AMASYA
BAROSU
ANKARA
BAROSU
ANTALYA
BAROSU
AYDIN
BAROSU
BARTIN
BAROSU
BATMAN
BAROSU
BOLU
BAROSU
BURSA
BAROSU
DENİZLİ
BAROSU
DİYARBAKIR
BAROSU
ELAZIĞ
BAROSU
ESKİŞEHİR
BAROSU
GAZİANTEP
BAROSU
HATAY
BAROSU
İZMİR
BAROSU
KOCAELİ
BAROSU
KÜTAHYA
BAROSU
MARDİN
BAROSU
MUĞLA
BAROSU
RİZE
BAROSU
SAKARYA
BAROSU
SİİRT
BAROSU
ŞIRNAK
BAROSU
TRABZON
BAROSU
VAN BAROSU