AMASYA BAROSU GENÇ AVUKATLAR MECLİSİ İDARE HEYETİNİN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ ÖZGECAN ASLANIN CANİCE ÖLDÜRÜLMESİ OLAYI İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

 

İnsandır ki geleceğe dair umut ve kaygılar besler. Yaşadığı sosyal çevreye uyum sağlayıp hayatını idame ettirmek, canlı olan insanın en mühim mücadelesidir. Bu mücadele esnasında ödünler ve tavizler dahi verebilir ancak bütün umutlarının ve maddi varlığının elinden alınması haksızlıkların hiç kuşkusuz en büyüğüdür.

İşte ÖZGECAN’nın da umutları ve ömrünün sonuna dek koruyacağı bir varlığı var idi. İnsan müsveddesi birinin çıkıp bu varlığa bir çırpıda son verebilmesi üzerine söylenecek çok şey var. Bizlerin asıl endişesi Türk toplumunda görülmesi kahır vesilesi olan ve giderek yaygınlaşan bu soysuzlukların nereye kadar süreceğidir. Evet, erkek kadına nazaran güçlüdür, kendisini müdafaa noktasında beceri sahibidir. Kadın ise nadidedir, kirli emellere alet edilemeyecek kadar değerli ve kutsaldır. Her şeyden evvel kuldur, insandır, anadır.

Bu aşağılık cinayet, kadına şiddetin ve tecavüz vakıalarının yaygınlaştığı bir dönemde gerçekleşmiştir. Kadının şahsiyetinin hiçe sayıldığı ülkemizde yine kadının bir ‘mal’ gibi algılanmasının da bu elim olaydaki rolü büyüktür. Türk kadınının siyasi ve iktisadi olarak verdiği mücadeleye vurulmuş bir darbe olmasının yanı sıra, popüler kültürün ve modernite vasıtası olarak sunulan yaşam tarzı ile hiç de alışık olmadığımız, toplum bünyesine uygun olamayacak alışkanlıkların neticesinde meydana gelen rezil bir durumdur. Çeşitli vasıtalarla adeta subliminal mesaj verircesine cinselliğin ve sapkınlığın kol gezdiği Türkiye’mizde artık yanlış giden bir şeyler olduğunun farkına varılmalıdır.

Özellikle dizilerle ve eğlence programlarıyla zirve yapan hayasızlığın üstüne set çekilme zamanı gelmiştir. Kadını eve kapatan, eğitimini ve gelişmesini engelleyen zihniyet ile onu cinsel bir obje olarak gören sözüm ona moda ikonu haline getiren zihniyet ile canhıraş mücadele edilmelidir. Mücadele edilmesi gereken diğer bir husus, siyasilerin popülist söylemlerinin halkta bıraktığı olumsuz imajın düzeltilmesiyle alakalıdır. Kadın-erkek eşitliğinin abartı olduğunu ve böyle bir eşitliğin kabul edilmediğinin siyasetçiler ve toplumun değişik kesimleri tarafından ifade edilmesini tasvip etmiyoruz, ayrıca bundan rahatsızlık duyan her kesime iş düşmektedir. Dolayısıyla toplumun dejenere olmuş yapısıyla başa çıkmak herkesin asli vazifesidir.

Kadının maddi ve manevi bütünlüğünü tesis etme gayretinde olan eğitim ve siyaset bürokrasisinin, bu ve buna benzer olayları önlemedeki yetersizliği üzerine de ciddi çalışmalar yapılmalıdır. Güvenlik ve ceza adaleti sisteminin işlevselliği yeniden tartışmaya açılmalı, cezaların caydırıcılığı meselesi tekrar gözden geçirilmelidir.

Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın Mersin Çamalan mevkiinde hunharca katledilişinin üzerinden 3 gün geçti fakat toplumumuzda bıraktığı derin yara yıllarca silinmeyecek.Bırakınız bir masumun yakılarak katledilmesini, suçluların dahi ateşle cezalandırılması Cenab-ı Allah’a mahsustur. Bu tarifsiz ölüm şekli karşısında dehşete kapılmamak elde değildir. Bu dünyada cehennemi genç kardeşimize yaşatan ve bu kanı bozukluğu Türk toplumuna reva görenlerin cezalarını bulacaklarına inancımız tam olmakla birlikte, her iki dünyada da ellerimiz yakalarında olacaktır.17/02/2015

İdare Heyeti Başkanı                                    İdare Heyeti Başkan Yardımcısı        Genel Sekreter

Av. Mehmet Akif Aydın                                 Av. Hacer İnat                                       Stj. Av. Alper Keske

Üye                                                                  Üye                                                    Üye

Av. Dilay Duru                                                Av. Ayşe Fulya Özkan           Av. Emine Hombaç

                                                                          Üye

                                                           Stj. Av. Burcu Bektaş