II GENÇ AVUKATLAR KURULTAYI 'NA KATILDIK
Tarih: 19.11.2013 22:00:00| Okunma Sayısı: 6122

ESKİŞEHİR BAROSUNUN EV SAHİPLİĞİNDE 15-17 KASIM TARİHLERİNDE DÜZENLENEN II GENÇ AVUKATLAR KURULTAYI 'NA AMASYA BAROSU GENÇ AVUKATLARIN'DAN AV. DAMLA BESTE YALÇIN KARATAŞ , AV. ERDEM CELALETTİN TÜREM , AV.BAŞAK KILIÇ,AV.EZEL CIROĞLU,AV.PERİHAN YÖNTEM KATILDILAR. 48 KATILIMCI  BARONUN  YER ALDIĞI KURULTAY'DA  AMASYA BAROSU AVUKATLARINDAN AV. DAMLA BESTE YALCIN KARATAŞ GENÇ AVUKATLARIN SORUNLARI İLE İLGİLİ SUNUM YAPTI. KURULTAYDAN SONRA DÜZENLENEN GALA YEMEĞİNDE TÜM MİSAFİRLER CANLI MÜZİK EŞLİĞİNDE EĞLENDİ. ERTESİ GÜN YAPILAN  ÇALIŞTAY'DA TESPİT EDİLEN SORUNLARLA İLGİLİ  ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÜRETİLEREK TÜM KATILIMCI BAROLAR TARAFINDAN BİR SONUÇ BİLDİRGESİ HAZIRLANDI.

                                            GENÇ AVUKATLAR KURULTAYI

                                                       AMASYA BAROSU

                                                         SUNUM METNİ

 

 

    

             Sayın Türkiye Barolar Birliği Başkanım ve Yönetim Kurulu Üyeleri,

             Sayın Baro Başkanlarım ve Değerli Genç Meslektaşlarım,

      

             Hepinizi Amasya Barosu Genç Avukatları adına saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Bizleri bu güzel organizasyonda ağırlayan Eskişehir Barosuna; başta Eskişehir Barosu Başkanına ve Eskişehir Barosu genç avukatlarına misafirperverlikleri için ayrıca teşekkür ediyorum.

 

 

Hak arama özgürlüğünün yılmaz savunucuları, savunma organının değerli genç temsilcileri; bu gün burada genç avukatların sorunlarını tartışmaya açarken, öncelikle  özgür ve bağımsız bir avukat kişiliğinin ortaya konulmasına katkıda bulunmak istiyorum. Özgür ve bağımsız bir avukat ancak demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla hayata geçirildiği bir ortamda gelişebilir. Eğer bir ülkede demokrasi yoksa, demokratik kurallar eksik uygulanıyorsa, savunmada o kadar eksik olacak ya da yok sayılacaktır. Bu nedenle genç ya da kıdemli, serbest ya da kamu avukatı, niteliği ne olursa olsun sorunlar müşterektir. Bu müşterek sorunlar giderilmedikçe bizim gibi genç avukatların da sorunları çözümlenemeyecektir. Bu nedenlerle ben, konuşmamın başında müşterek bir çok sorunların var olduğunu belirterek avukatlık mesleğine genç bir bakışla sorunlarımızı özetlemeye çalışacağım.

 

Mesleki sorunlarımıza öncelikle son yıllarda sayıları bir hayli artan ve giderek artmakta olan Hukuk Fakülteleri sorunu ile başlamak istiyorum. Bildiğimiz kadarıyla Hukuk Fakültelerinin sayısı 100’ü aşmıştır. Bugün en yetkili makamlar bile Hukuk Fakültelerinin sayısı hakkında net bilgi verememektedirler. Özellikle açılan bu fakültelerde gerek temel alt yapıların oluşturulmaması ve gerekse yeterli sayıda öğretim üyelerinin bulunmaması öğrencilerin hukuk nosyonu almadan mezun olmalarına sebep olmakta ve onları mesleki hayatlarında başarısız kılmaktadır. Kısacası sayısal bakımdan avukat enflasyonu meydana gelirken, niteliksel açıdan da yetersiz bilgi birikimi ile mesleki hayata atılan genç yaştaki meslektaşlarımız uygulamada zorluklarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Ayrıca birçok Hukuk Fakültesinde, Avukatlık Hukuku veya Avukatlık Mesleği adı altında zorunlu ya da seçmeli bir ders bulunmaması;  Fakülteden mezun olan hukukçunun avukatlık mesleği hakkında çok az bilgiye sahip olmasını ve mesleki yeterliliğe sahip olmadan mesleğe atılmasını beraberinde getirmektedir. Bu durum meslekte kaliteyi düşürmekte, meslek kurallarının göz ardı edilip maddi çıkarların ön plana çıkmasına neden olmaktadır. Bunun sonucunda ise pek çok vatandaş hak kaybına uğramakta ve insanların avukata ve avukatlık mesleğine bakışları olumsuz yönde etkilenmektedir.

 

                  Avukatlık mesleğine girişte mutlaka sınav getirilmelidir. Artık bizden başka hiçbir meslek gurubunda mesleğe sınavsız kabul söz konusu bile değildir. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ’nda  2001 yılında yapılan değişiklikle sınav sistemi konulmuş, ancak daha sonra ilgili madde kaldırılmıştır. Yıllar sonra Anayasa Mahkemesi sınavı kaldıran maddeyi iptal etmesine rağmen bu konuda yeniden bir düzenleme yapılmamıştır. Türkiye Barolar Birliği ve  Baroların büyük bir kısmının sınav konusunda yasal düzenleme yapılması için yıllarca ısrar etmelerine  rağmen, maalesef bu istek yerine getirilmemiştir. Bu durum avukat sayısını arttırmakla birlikte nitelikli avukat seçimini de engellemiştir. Yukarıda belirttiğimiz gibi bir yandan bir çok açıdan donanımsız ve yeterli öğretim üyesinin bulunmadığı Hukuk fakülteleri binlerce mezun verirlerken, bir yandan da sınavsız mesleğe giriş meslekteki kaliteyi düşürmüştür. Bu konuda Türkiye Barolar Birliği son zamanlarda staj yönetmeliği hazırlayarak sorunu kendi iç yönetmeliği ile çözmeye çalışmaktadır. Bu durum çok önemli bir aşamadır. Ancak sorunun bir yasal düzenleme ile yapılmasının daha sağlıklı olacağı kanısındayız.

 

Genç avukatların diğer önemli bir sorunu da piyasada kendilerine yer edinebilmek için çoğu kez tecrübeli bir avukatın yanında asgari ücret tarifesinin altında bir bedelle çalışmak zorunda kalmalarıdır. Bunun en önemli nedenleri; genç meslektaşın gelir vergisi, stopaj, sigorta prim borcu, büro donanımı ve kirası, eleman maaşı gibi mali yükümlülükler altında ezilmesidir. Genç avukatın bu ağır tablo karşısında avukatlık bürosunu açabilmesi çok zordur. Bu durumun giderilmesi için mesleğe yeni başlayan avukatlara ihtiyaç halinde Barolar Birliği tarafından 3 yıl veya 5 yıl gibi vadeli, faizsiz kredi sağlanarak genç meslektaşın ilk yıllarda karşılaştığı maddi zorluklardan kurtarılması gerekmektedir. Yine bir başka maddi iyileştirme düşüncesiyle  0-3 veya 0-5 yıl arası kıdeme sahip  genç avukatların Baro aidatından muaf tutulması veya daha düşük bir oranda aidat alınması konusunda yasal düzenleme yapılması gerektiği kanısındayız.

 

Mesleğe yeni başlayan genç avukatların; birlikte çalıştıkları kıdemli avukatlar karşısında ücret, çalışma koşulları, saygınlık ve statülerinin mutlaka güvence altına alınması gerekmektedir. Maalesef genç avukatlar birlikte çalıştıkları kıdemli meslektaşlarımızca ‘ucuz iş gücü’ olarak görülmektedirler. Genç meslektaşlarımız iş takipçisi gibi çalıştırılmakta ve mesleki gelişimlerini tamamlayamamaktadırlar. Bir çoğu 500-600 TL gibi düşük ücretlerle çalıştırılmakta, hatta ‘iş öğretme’ adı altında ücretsiz çalıştırılarak, sosyal güvenceden yoksun bırakılmaktadır. Bu nedenlerle adı ister işçi avukat olsun, ister yardımcı avukat olsun, genç meslektaşların sosyal ve ekonomik bir güvenceye kavuşturulması gerekmektedir. Bu pozisyondaki genç avukatlar konusunda  Türkiye Barolar Birliği ayrıntılı düzenlemeler yapmalıdır. Yakın zamanda Türkiye Barolar Birliği tarafından ‘Bir Avukat Yanında,  Avukatlık Ortaklığında veya Avukatlık Bürosunda Ücret Karşılığı Birlikte Çalışan Avukatlar Yönergesi’ hazırlanmıştır. Bu yönerge sorunların çözümü açısından önemli bir adım olmakla beraber, yönergeye göre  hazırlanacak olan Tip Sözleşmelerin hukuki dayanaklarının da oluşturulması gerekmektedir.

 

Genç avukatlar belirtilen maddi ve ekonomik zorluklar karşısında mesleğin ilk yıllarında Kamu Kurum ve Kuruluşlarıyla yaptıkları avukatlık sözleşmeleriyle de istismar edilmektedir. İş bulma sıkıntısı yaşayan genç meslektaşlarımız; Kamu Kurum ve Kuruluşları, Bankalar veya İktisadi Devlet Kuruluşları’ na başvurarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin altında iş kabul etmekte ya da tarifeye uygun sözleşme düzenlense bile ‘merkez hukuk bürosu payı’ gibi adlar altında aldıkları ücretlerden kesintiler yapılmaktadır. Çoğu zaman bu kuruluşlar avukata hiçbir ücret ödememekte sadece karşı tarafa yüklenen vekalet ücretiyle yetinmektedirler. Bu durum Avukatlık Kanununa aykırı olduğu gibi avukatın emeğinin açıkça sömürülmesidir. Geçmiş yıllarda Türkiye Barolar Birliği bu konuda bir yönetmelik çıkarmış ve bu tür kuruluşlarla yapılan avukatlık ücret sözleşmeleri Baroların onayına tabi kılmıştı. Ancak bu yönetmelik ilgili kuruluşlar açısından bağlayıcı olmadığından uygulama alanı bulamamıştı. Bu nedenlerle bu konunun da yasal bir düzenleme ile hukuki dayanağının sağlanması görüşündeyiz.

 

Avukatlardan alınan yıllık keseneklere aylık 10 veya 20 lira daha eklenerek munzam emekliliğin hayata geçirilmesinin zorunlu olduğu kanısındayız. Bu konuda Türkiye Barolar Birliği, 69 yaş üstü avukatlara munzam emeklilik maaşı ödeme konusunda yönetmelikle düzenleme yapmış bulunmaktadır. Bilindiği gibi emeklilik yaşı uzatılmıştır. Zor ve çileli bir meslek hayatına uzun yıllar katlanılması bir hayli zordur. Bu nedenle belirli ek bir ödenti ile daha erken yaşta munzam emekli maaşı ile avukatların sosyal güvencesi sağlanmalıdır. Bu ek ödemeler bir havuzda toplanarak 0-5 yıl arası avukatlara da maddi katkıda bulunma olanağının sağlanması da düşünülmelidir.

 

Tüm bu sorunların çözümünde hiçbir kıdem şartı aranmaksızın Baroların Yönetim Kurullarında bir adet, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunda ise iki adet genç avukatın yer alması yararlı olacaktır. Böylece genç avukatlar sorunlarının çözümünde doğrudan yönetime katılma ile haklarını savunabilme olanağına kavuşabileceklerdir.

 

Tüm bunların yanında elbette ki ülkede Hukuk Devletinin ve Hukukun Üstünlüğü İlkesinin hayata geçirilmesi, Yargının ve Savunmanın bağımsızlığının sağlanması genç avukatların da sorunudur. Hukuk Devletinin tüm kurumlarıyla ve Evrensel Hukukun tüm kurallarıyla eksiksiz olarak uygulanması hepimizin müşterek dileğidir. Kısacası demokrasi ile savunma doğru orantılıdır. Demokrasinin tam ve eksiksiz uygulandığı bir ülkede savunma da o oranda güçlüdür. Demokrasinin olmadığı bir ülkede ise savunma tüm sorunlarıyla baş başa bırakılır, hatta tüm hakları budanarak etkisiz hale getirilir. Bu nedenlerle, en başta demokratik hukuk devletini ve cumhuriyetin temel niteliklerini savunmanın bizim için asli görevimiz olduğu inancındayım.

 

              Bu görüş ve düşüncelerle; Amasya Barosu genç avukatları adına, bu yıl 2.si düzenlenen Genç Avukatlar  Kurultayını saygı ile selamlıyor, toplantının başarılı olmasını diliyorum. Saygılarımızla.

 

                                              Amasya Barosu Genç Avukatları adına

                                                Av. Damla Beste YALÇIN KARATAŞ

 

  
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
II. GENÇ AVUKATLAR KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ

BASINA VE KAMUOYUNA

16-17 Kasım 2013 tarihinde 48 Baronun katılımıyla Eskişehir Barosu’nun ev sahipliğinde

düzenlenmiş bulunan II. Genç Avukatlar Kurultayı’nın sonuna gelmiş bulunuyoruz.

Kurultayın ilk gününde, katılımcı Baroların yazılı ve sözlü sunumları gerçekleştirilmiş; ikinci

gününde ise tespit edilen sorunlar ve çözüm önerileri üzerine çalışma grupları

oluşturulmuştur. Divan Başkanlığı’na sunulan 2 önerge oy çokluğu ile kabul edilmiştir. Bu

önergelerden ilki;

• Bundan sonra düzenlenecek olan 3. Genç Avukatlar Kurultayı’nın Mayıs 2014’te

gerçekleştirilmesi ve sonraki tüm kurultayların da her yılın mayıs ayında yapılması

kararlaştırılmıştır.

• Önergelerden ikincisinde ise bundan sonra gerçekleştirilecek olan kurultaylarda ilk

gün doğrudan çalıştay şeklinde gerçekleştirilmesi kararlaştırılmıştır.

 

Oluşturulan komisyonların almış oldukları kararlar konu başlıklarına göre şu

şekildedir;

1. GRUP

 

A- BAĞLI ÇALIŞAN AVUKATLARIN SORUNLARI

 

• Türkiye Barolar Birliği’nin ortaya koyduğu “Bir AvukatYanında , Avukatlık

Ortaklığında veya Avukatlık Bürosunda Ücret Karşılığı Birlikte Çalışan Avukatlar

Yönergesi” bir avukat yanında veya avukatlık ortaklığında veya avukatlık bürosunda

bağlı çalışan avukatların sorunlarının çözümü açısından önemli bir başlangıçtır.

Ancak; normlar hiyerarşisi ve mevcut mevzuat dikkate alındığında yönergenin

kanunların altında yer alması, çıkabilecek olan uyuşmazlıklarda ilgili yönergenin

uygulanabilirliğini sorgulanabilir hale getirmektedir.

 

Bunun yanında iş mevzuatı ile yönergenin çelişebilecek olan hükümlerinin iptal

müeyyidesine tabi olması veya kadük olması karşılaşılabilecek bir diğer sorundur.

Sözleşme serbestisinin geçerli olduğu hukuk sistemimizde ilgili yönergeye karşı

eleştiriler ilgili serbestinin ihlal edildiği yönünde yapılacak gibi görünmektedir. Bağlı

çalışan avukatların özlük haklarının ve çalışma koşullarının özellikle ücret hususunun

kanunla koruma altına alınması zorunlu hale gelmiştir.

 

Ayrıca ilgili yönergeyi aşmak için veya kanunlaştığı takdirde kanuna karşı hileye

başvurulmasının yolu, bağlı çalışan avukatın ilgili hukuk bürosunda çalışan yerine

ortak olarak gösterilmesi olarak tezahür edebilecektir. Bu nedenle Türkiye Barolar

Birliği’nin, avukatlık ortaklıklarının tamamının barolarca tespiti ve barolarca ilgili

sözleşmelerinin tamamının yapılmasının sağlanması hususunda yeni bir süreç

başlatması gerekmektedir.

 • Bağlı çalışan avukatların fiziki koşullarının avukatlık mesleğine ve mesleğin onuruna

yakışacak bir düzeye getirilmesi, mesleğimizin geleceği açısından önem arz

etmektedir. Her ne kadar bu hususta yaptırım uygulanması zor görünse de, Baroların

bağlı çalışan avukatların fiziki koşullarının iyileştirilmesi için çalışma yürütmesi

gerekmektedir.

 

B- KAMU AVUKATLARININ SORUNLARI

• Vekil olarak yargı mercilerinde temsil yetkisi Avukatlık Yasası’nın 35. Maddesine

göre sadece avukatlara ait bir haktır. Ancak 659 sayılı KHK ile avukat olmayanların

da vekalet ücretinden yararlanmasının yolu açılmıştır. Avukatlık tekeline aykırı bu

düzenlemenin kaldırılması gerekmektedir. Ayrıca kamudaki hukuk müşavirlerinin de

avukat olma zorunluluğunun getirilmesi gerekmektedir.

• Kamuda çalışan avukatların mali ve özlük hakları mesleğin önemi ve saygınlığına

yakışır şekilde yeniden düzenlenmelidir. Öneri olarak;

• Avukatlığın kariyer meslek sınıfına alınması, ek göstergesinin en az 3600’e

çıkarılması, 2000 makam tazminatı verilmesi, mesleğe 8. Dereceden başlatılması

ayrıca vekalet ücreti limitinin tümüyle kaldırılması, aksi halde limitinin yükseltilmesi

gerekmektedir.

• Disiplin usullerinde Avukatlık Yasası’na aykırı düzenlemelere son verilmelidir.

Avukatlık Kanunu’nun 58. Maddesine uygun olarak, Adalet Bakanlığı’nın izni ile

disiplin soruşturmasının başlatılması uygulaması getirilmelidir.

• Mesleki sorumluluk sigortası uygulaması getirilerek sigorta ücretlerinin avukatın

çalıştığı kurumca karşılanmasına ilişkin düzenleme yapılması gerekmektedir.

• Kamu avukatlarının da Barolara kaydolmasının zorunlu hale getirilmesi ve aidatlarının

kurumlarınca karşılanması ve bu konunda yasal düzenlemesi yapılması gerekmektedir.

• Kamu avukatlarına ilişkin tüm bu sorunların çözümüne ilişkin Avukatlık Kanunu’na

paralel bir yasal düzenlemenin yapılması gerekmektedir.

 

C- RUHSAT HARÇLARI VE BARO AİDATLARI

• Adalet Bakanlığı ve Türkiye Barolar Birliği tarafından ayrı ayrı alınan ruhsat harcının

tamamen kaldırılması gerektiği düşünülmektedir. Ancak mevzuatımız gereği bu tip

belgelerin değerli belge hüviyetinde olması nedeniyle harçların tamamının

kaldırılması söz konusu olamasa da, ilgili harçların ¼ e indirilmesi konusunda gerekli

girişimlerin Türkiye Barolar Birliği ve Adalet Bakanlığı nezdinde

gerçekleştirilmelidir.

• Yine ruhsata bağlı damga vergisi alınmasından vazgeçilmesi hususunda Maliye

Bakanlığı ile görüşme yapılması öngörülmüştür.

• Barolara ilk kayıtta alınan giriş keseneklerinin ödenmesi konusunda mesleğe ilk

başlayan bazı meslektaşlarımızın ödeme zorluğu yaşadığı açıktır. Bu nedenle ilgili

keseneklerin taksitlendirilebilmesi hususunda gerekli çalışmaların yapılması

gerekmektedir.

• Meslekte ilk üç yılını dolduruncaya meslektaşlarımızın yıllık baro keseneğinin ve baro

zorunlu giderlerine katılım payının yarısını ödemeleri konusunda tüm barolarda yeknesak uygulamanın hayata geçirilmesi için TBB tarafından tavsiye niteliğinde

barolara görüş bildirmesi gerekmektedir.

 

D- VERGİ VE DİĞER MALİ MESULYETLERDEN KAYNAKLANAN

SORUNLAR

• Tüm vergi mevzuatında değişliklerin yapılması TBMM komisyonlarının güncel

konusudur. Bu bakımdan serbest meslek erbabı olarak faaliyet gösteren doktorlar ve

diğer meslek grupları gibi avukat gelirleri üzerinden ödenen KDV oranının %18’den

%8’e indirilmesi hususunda TBB’nin kanun çalışmaları sırasında müdahil olarak

kanunlaştırmada etkin rol oynaması öngörülmüştür.

• 0-5 yıl kıdemli avukatlara 30.000,00 TL gelire kadar vergi muafiyeti tanınması veya

vergiden istisna tutulması, 30.000,00 TL üstü gelir için vergi oranının düşürülmesi

yönünde Maliye Bakanlığı ile gerekli çalışma ve görüşmelerin vergi mevzuatı

değişiklikleri sırasında görüşülmesi öngörülmüştür.

• Gelir Vergisi Kanunu ile KDV Kanunu kaynaklı vergiyi doğuran olay açısından

kaynaklanan tüm sorunların giderilerek avukatların vergilendirmesi hususundaki

çelişkilerin muktezalara bile gerek kalmadan net olarak giderilmesi için kanun

koyucuya gerekli bildirimlerin yapılması öngörülmüştür.

• CMK kapsamında görevlendirilen müdafii ve vekillere ödenen ücretlerden vergi

kesintisi yapılması, CMK’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 13.

Maddesine açıkça aykırılık teşkil ettiğinden bu vergi kesintilerinin tamamen ortadan

kaldırılmalıdır.

• CMK görevlendirmelerinde, Başsavcılık İdari işler tarafından ödenen yol ücretleri ile

ilgili maliyece yapılan tüm kesintilerin kaldırılması öngörülmüştür.

• CMK ile ilgili ödenen avukatlık ücretleri hakkında önceden düzenlenmesi savcılıkça

talep edilen Serbest Meslek Makbuzunun ödeme ile düzenlenmesi veya Serbest

Meslek Makbuzunun kesildiği andan itibaren en geç 1 ay içinde ödenmesi için Adalet

ve Maliye Bakanlığı ile konunun istişare edilmesi öngörülmüştür.

• Merkez Harcama Yönetmeliği 29/b maddesi uyarınca serbest meslek makbuzunun

teslimi zorunlu evraklar arasından çıkarılması öngörülmüştür.

 

E- GÜNDEM DIŞI KONULAR

• I. ve II. Genç Avukatlar Kurultayı’nda alınan kararların uygulanabilirliği hakkında

denetçi bir organ oluşturulması öngörülmüştür.

• Avukatın gelir vergisinden düşebileceği kalem sayısının arttırılması öngörülmüştür.

• Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen avukatlık ücretinin asgari tutarının

avukatın bağlı bulunduğu baroya yatırıldığına ilişkin belgenin dava açılırken dilekçe

ekinde sunulmasının dava şartı haline getirilmesi, bu belgenin sunulmaması halinde

davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi, Baroya yatırılan asgari ücretler

üzerinden %10 tutarında bir kesintinin avukatlar arasında dağıtılmak üzere

oluşturulacak bir havuz hesabına aktarılması, kesinti yapıldıktan sonra kalan miktarın

en geç 15 gün içerisinde ilgili avukatın hesabına yatırılması, bu havuz hesabının kuruluş ve işleyişi ile ilgili Yönetmelik’in TBB tarafından hazırlanması

öngörülmüştür.

2. GRUP

 

A- BARO YÖNETİMLERİNDE TEMSİL VE ÖRGÜTLENME SORUNU:

 

- Avukatlık Kanunu’nda ‘genç avukat’ tanımının olması gerekmektedir. Genç

Avukat tanımı ‘5 yılı bitirmemiş ve otuz yaşı aşmamış avukatlar.’ şeklinde

olmalıdır.

 

- Avukatlık Kanunu’nun 90. Maddesinin 1. Fıkrasında; ‘Yönetim Kurulu üyeleri

levhada yazılı ve avukatlıkta en az beş yıl kıdemi olan avukatlar arasından

seçilir.’ Hükmü bulunmaktadır. 90. Maddenin değişikliği için Türkiye Barolar

Birliği’nin Olağan Üstü Genel Kurulu’na yetiştirilmek üzere önerge verilmesi

ve söz konusu maddenin değişiklik için TBMM’nde görev alan

meslektaşlarımızla da görüşülerek kanun değişikliği için destekleri

sağlanmalıdır. Buna bağlı olarak 103 ve 108. Maddenin de ilgili değişikliğe

uyarlanmalıdır. Önerge içeriği ‘Baro yönetim kurulları için; yönetim kurulu 9

veya 11 avukattan oluşan barolarda en az iki yönetim kurulu üyesi avukatın

genç avukatlar arasından seçilmesi, 7 avukattan oluşan barolarda ise 1

yönetim kurulu üyesinin genç avukatlar arasından seçilmesi’ şeklinde olmalı,

ayrıca Denetim ve Disiplin Kurullarında da bu şekilde değişikliğe gidilmelidir.

 

- TBB Delegeleri için, her baronun Delege Sayısının %20’si oranında genç

avukatlardan delegasyonun oluşturulması gerekmektedir.

 

 

B- CMK Ücret Tarifesinin AAÜT’ne Göre Düşük Olması ve Ödemelerdeki Gecikme

Sorunu:

 

- CMK Müdafiliği sırasında yapılan yol giderleri ve görev gereği yapılacak her

türlü masrafların tam ve sistemli bir şekilde ödenmelidir.

 

- CMK Ücret Tarifesinin, AAÜT’ne uyarlanması için gerekli kanuni

düzenlemeler yapılmalıdır.

 

- CMK ücretlerinin tahsilinde vergi ve stopaj muafiyetlerinin getirilmesi için

gerekli kanuni düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Bu doğrultuda, Ceza

Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uyguluma Şekli Hakkında Kanunun 13.

Maddesine açıkça aykırılık teşkil eden bu vergi kesintileri tamamen ortadan

kaldırılmalıdır.

 

- Her Baro, kendi içerisinde CMK ödemelerinde yaşanan gecikmeleri önlemek

için gerekli çalışmaları yapmalıdır. 

- Otomatik CMK atama sistemlerine bazı Baroların halen geçmemiş olması

büyük bir sorun teşkil etmekte ve adaletsizliklere sebep olmaktadır. Bu sisteme

geçmeyen Baroların, otomatik CMK atama sistemlerine geçilmesi için, Barolar

Birliği tarafından teşvik edilmesi gerekmektedir.

 

- Soruşturma ve kovuşturma evrelerinde, CMK Müdafilerine karşı olan

tavırların değişmesi hususunda çalışmaların yapılması gerekmektedir.

 

- Çocuk İstismar Merkezlerinde ifade alımlarında müdafilerin saf dışı

bırakılması engellenmelidir.

 

C- BAĞKUR PRİMLERİ İLE İLGİLİ SORUNLAR:

 

- BAĞKUR ödemelerinde %33,5 oranında sigorta primi ödemesi de

yapıldığından, ilgili avukatın hastalanması halinde avukata geçici iş

göremezlik ödeneği almasının sağlanması gerekmektedir. Bu konuda Barolar

Birliği ve ilgili kurumlar nezdinde gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

 

- Meslekte 5 yıl dahil avukatlarda BAĞKUR primleri ödemeleri konusunda

muafiyet getirilmesi ve bu konuda ilgili kurumlarla gerekli düzenlemelerin

yapılması için çalışmalar yapılmalıdır.

 

- BAĞKUR prim borçlarının yapılandırılması konusunda, Barolar Birliği

nezdinde çalışmalar yapılmalıdır.

 

- E-HACİZ uygulamasının 2014 yılında başlayacak olması nedeniyle avukatlar

ile müvekkilleri arasında yaşanabilecek sorunların önüne geçilmelidir.

 

 

D- CMK VE ADLİ YARDIM LİSTELERİNDE GENÇ AVUKATLARIN

YAŞADIĞI SORUNLAR:

 

- CMK Müdafiliği konusunda stajyerleri ve genç avukatları kapsayacak

uygulamalı eğitimler yapılmalıdır.

 

- Otomatik atama sistemlerinde; 5 yıldan fazla kıdeme sahip CMK listesindeki

yer alan avukatlardan, genç avukatlara nazaran verilecek puanın en az 2 kat

puan verilmesi sağlanarak genç avukatlar lehine pozitif ayrımcılık

yapılmalıdır.

 

Dava Açma Harç Ve Giderleri İle İlgili Öneriler: Dava harç ve giderlerinin baştan

peşin olarak alınması yargılamanın hızlanmasını sağlamak yerine, aksine vatandaşların hak arama özgürlüğünün önünde büyük bir engel oluşturmaktadır. Söz konusu durum Anayasa’ya

da aykırı bir durum oluşturmakta, bu nedenle dava harç ve giderleri ile ilgili olarak Barolar

Birliği ve Adalet Bakanlığı nezdinde ciddi ve kapsamlı bir çalışma yapılarak düzene

kavuşturulması gerekmektedir.

 

3. GRUP

A- ARABULUCULUK YASASINDAN KAYNAKLANAN SORUNLAR:

 

 1-) 1. Genç Avukatlar Kurultayında bu konuda alınan arabuluculuk ile ilgili görüşlere

katılmakla birlikte uygulamaya giren arabuluculuk yasası ve bu yasa doğrultusunda ilk

sınavın gerçekleştirilmiş olması, arabuluculuğa fiilen işlemeye başlayacak olduğu hususu

düşünüldüğünde bu uygulamada ortaya çıkacacak sorunlara ilişkin görüşlerimizi belirtmek

gerekmiştir

 2-) Arabuluculuk sisteminin şu andaki Türk Hukuk sistemi açısından yerinde ve

zamanında olmadığı sonucuna varılmıştır. Arabuluculuk sisteminin uygulama şeklinin

mesleğin itibarı ve güvenilirliği konusunda ileride problemler doğuracaktır.

 3-) Arabuluculuk için 5 yıllık kıdem şartı aranmasının uygun olmadığı sonucuna

varılmıştır. zira arabuluculuk için yapılan yazılı ve sözlü mülakat zaten bir yeterlilik

ölçüyüken kıdem şartı aranması gerekli değildir. diğer taraftan mülakat uygulaması lıyakatın

önüne geçecek ve arabulucu vasfının kazanılması bakımından adaletsizliğe yol açabilecektir.

 4-) Arabuluculuk uygulamasının bu haliyle haksız rekabete yol açabilecektir.

B- HAKSIZ REKABET SORUNU:

 1-) Yasaya aykırı olarak asgari ücret tarifesi altında ücret alımının ve masraf

alınmaksızın işe başlanılması malesef mesleğimize "herşey dahil avukatlık" şeklinde yeni bir

tanım kazandırmıştır. Bu durumun önüne geçebilmek adına avukatlık asggari ücret

tarifesinde belirtilen vekalet ücreti ve o hukuki yardım için gerekli olan masraf avukatın bağlı

bulunduğu baroya yatırılmalıdır. Bu sistemin oturması zaman alacağından bu süreçte

belirttiğimiz bedellerin müvekkilden alındığına dair banka dekontunun bağlı bulunulan baroya

işe başladıktan 20 gün içerisinde sunulması zorunlu hale getirilmelidir.

 2-) 1. Genç Avukatlar Kurultayı'nda yabancı avukatların ve hukuk şirketlerinin

ülkemizde faaliyet göstermesi ve yabancıların ve meslektaşlarımızın şubeleşmek suretiyle

tekelleşmenin önüne geçilmesi için daha kararlı ve somut adımların atılması gerekmektedir.

 3-) Haksız rekabetten en yoğun olarak etki,lenen grubun genç avukatlar olduğu ve

baroların disiplin ve yönetim kurullarının bu konuda gerekli ve yeterli sonuçları elde

edemediği kanaati hasıl oılduğundan disiplin ve yönetim kurullarında genç avukatların

temsilinin sağlanması ve bu konudaki gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

C- AVUKATLARIN KOLLUKTA YAŞADIĞI SORUNLAR

 1-) Kollukla yaşanan temel sorun dosyanın avukat tarafından incelenmesinde

çıkartılan zorluklardır. Kanunen dosyanın avukat tarafından vekaletname olmaksızın incelenmesi konusunda bir engel bulunmamasına rağmen kolluğun keyfi uygulamalarının

engellenmesi için TBB’ nin bu konuda iç işleri bakanalığı ve adalet bakanlığından tavsiye

kararı istemesi ve alınan bu kararın TBB tarafından tüm baro başkanlıklarına gönderilmesi.

 2-) kolluğun bu konuda eğitilmesi ve yine bu konuda avukat hakları merkezlerinin tüm

barolarda daha aktif çalışmasının sağlanılması gerekmektedir.

D- TUTUKLU AVUKATLARIN DURUMU

 Yargının hızla siyasallaştırıldığı ülkemizde, avukatlar adaletin garantisidir.Bu nedenle

görevini yapan avukatlara yönelik keyfi uygulamalar, gözaltılar, tutuklamalar, avukatların

ofislerinin ve evlerinin aranması temelde avukatlara yapılan bir saldırı değil, toplumsal adalet

duygusunu, yargıya olan inancı yok etmeye yöneliktir. Bizler genç avukatlar olarak

mesleğimize ve meslektaşlarımıza,ve mesleğimizin itibarına yönelen ve bu yolla tüm topluma

zarar veren bu keyfi uygulamaları kınıyoruz. Hangi kanun değişikliği yapılırsa yapılsın

kanayan bu yaranın kanun uygulayıcılarının, savunmaya olan husumetlerinden

vazgeçmedikçe çözülmeyeceği aşikardır.

Bu nedenle, tek amaçları mesleklerini ifa etmek olan tutuklu ve hükümlü avukat

arkadaşlarımızın yalnız olmadıklarını bir kez daha dile getiriyor candan selamlarımızı

gönderiyoruz.

 

4. GRUP

 

A-AVUKATLIKLA BİRLEŞEBİLEN İŞLER HUSUSUNDA ÇÖZÜM

ÖNERİLERİ

1-Uzlaştırma konusunda Barolar tarafından yaptırılacak eğitimler neticesinde

sertifikalı uzlaştırmacı listeleri hazırlanarak Cumhuriyet Başsavcılıkları ve Adalet

Komisyonlarına bu listelerin bildirilmesi, uzlaştırmacı avukat atamasının

yaygınlaştırılması ve sertifikasız olanların uzlaştırmacı olarak kabul edilmemesi

gerekmektedir.

2-Özellikle adliye personellerine yaptırılmakta olan satış memurluğu gibi iş ve

işlemlerim yalnız avukatların yapabileceği işler kapsamında değerlendirilerek bu işlerin

avukatlara özgülenmesi gerekmektedir.

3-Yeterince başvurulmasa da hakemlik işlemlerinin avukatlara özgülemesi ve

yaygınlaştırılması gerekmektedir.

4-Arabuluculuk sisteminin işleyişi bakımından halihazırda avukatlık mesleğinin icra

edilmesinin bir şart olarak öngörülmesi, hukuk fakültesinden mezun olmanın tek başına

arabuluculuğa kabul için yeterli olmaması gerekmektedir.

5-Hukuk bilirkişiliği, hesap uzmanı bilirkişiliği vb. bilirkişilik dalları için Barolarca

avukatlara muhasebe ve vergi hukuku eğitimleri verilmesi, Bilirkişi atamalarında

sertifikalı avukat bilirkişilerinin atamasının öncelikli hale getirilmesi gerekmektedir. 6-Şirketler için denetçi atamalarında avukatlık mesleğini icra eden meslektaşların

özgülenmesi, Avukatlık Kanunu’na bu konuda özel düzenleme getirilmesi gerekmektedir.

7-Anonim Şirketler dışındaki diğer şirketlerde de avukat bulundurma zorunluluğu

getirilmesi gerekmektedir.

8-Yüksek Öğrenim Kurumlarında Profesör, Doçent sıfatına haiz olanlar bakımından

avukatlık mesleğinin korunması açısından ve Avukatlık Reklam ve Rekabet

Yönetmeliklerine uygun olarak avukat olmalarına sınırlama getirilmesi; mümkün ise

gerekli düzenleme yapılarak tamamen kaldırılması gerekmektedir.

9-Hakim ve Savcıların emekli olduktan sonra Avukatlık Reklam Yasağı ile uyumlu olarak

avukatlık mesleğine sınavsız geçiş yapmalarının önüne geçilmesi gerekmektedir.

10-Uzman avukatlık hususunda avukatlık mesleği ile icra etmeyenlerin bu uygulamadan

yararlandırılmaması, bu mümkün olmaz ise uzman avukatlık için başvuran avukat

olmayanlar açısından sınav şartı getirilmesi ve bu hususların Avukatlık Kanun Tasarısında

yer alması gerekmektedir.

11-657 Devlet Memurları Kanunu’na tabi olarak çalışan memurun Avukatlık Stajı için

başvurması halinde devlet memuruna ücretsiz izne ayrılma imkanın tanınması bu hususta

gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. (Kütahya Barosu temsilcisinin sorun

tespiti ile çözüm önerisi)

 

B-SADECE AVUKATLARIN YAPABİLECEĞİ İŞLER HUSUSUNDA ÇÖZÜM

ÖNERİLERİ

1-Dava Takipçilerinin avukatların yargıda yeterince ve etkin şekilde yer alması, hak

yoksunluklarının azaltılması ve yargılamanın uzatılmaması amacıyla dava takipçilerinin

temsil yetkilerinin alınması, 3 avukatın bulunmadığı yerlerde avukatların büro açması

açısından teşvik edilmesi ve yardımda bulunulması, TBB tarafından faizsiz kredi temin

edilmesi gerekmektedir.

Dava takipçisi olup Avukat ünvanını kullanmakta olanların tespit edilmesi ile suç

duyurusunda bulunulması, Avukat ünvanına haiz olmayan dava takipçilerine vekalet

ücretinin 1/4 ü tutarında ücret verilmesi hususunda Hakim ve Savcılarla görüşmelerin

yapılması gerekmektedir.

2-Meslektaşın kanayan yarası haline gelen hukuki bilgi ve temele sahip olmayan

arzuhalcilerin kapatılması, işyeri ruhsatlarının iptal edilmesi, bu mümkün değil ise konu

hakkında yasal düzenleme yapılarak Güveni Kötüye Kullanma, Görevi Kötüye Kullanma,

Vergi Kaçırma vb. suçlar bakımından ilgililere ceza tesis edilmesi, ayrıca bu hususlarda

Türkiye Barolar Birliği tarafından yasal düzenleme yapılması hususunda girişimde

bulunulması gerekmektedir. 3-İl/İlçe Vergi Dairesi, Tapu Müdürlüğü gibi Kurumlarda vatandaşlara yönelik işlemlerde

avukat bulundurma ve avukatla temsil zorunluluğu getirilmesi gerekmektedir.

4-Adli yardım kapsamının genişletilmesi, bu hususta Aile Hekimliği modelinin baz

alınması gerekmektedir.

5-Staj Eğitim Merkezlerinin tüm Barolar nezdinde uygulanması gerekmektedir.

 

C-AVUKATLIK ÜCRET SÖZLEŞMESİ HUSUSUNDA ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

 

1-Barolar Birliği tarafından tip ücret sözleşmesi hazırlanmalı, takibi ve denetimi Barolarca

yapılmalı, Ücret sözleşmelerinin bir sureti Barolara ibraz edilmeli, Ücret sözleşmesinden

doğan uyuşmalıklarda Baroların yetkili olması gerekmektedir.

2-Ücret Sözleşmelerinin Damga Vergisinden muaf olması gerekmektedir.

 

D-AVUKATIN VE AVUKATLIK MESLEĞİNİN İTİBARI HUSUSUNDA ÇÖZÜM

ÖNERİLERİ

1-Hukuksuz gözaltıların engellenmesi, meslektaşlarımıza yapılan saldırılara, Hakim ve

Savcıların dayanaksız ve hukuka aykırı uygulamaların önüne geçilmesi ve caydırıcılığı

hususunda Baroların ve tüm avukatların seferber edilmesi gerekmektedir.

2-Meslektaşa, mesleğe yapılan saldırılar ve bu hususta yapılan yargılamalarda Türkiye

Barolar Birliğinin Barolarla eşzamanlı olarak hareket etmesi, Barolar arasında

koordinasyon getirilmesi ile yapılacak basın açıklamalarının ortak iradeyi temsil edip

etmeyeceğinin dikkate alınması gerekmektedir.

3-Avukatlara hak ve ödevleri hususunda eğitimlerin ve seminerlerin düzenlenmesi

gerekmektedir.

4-Avukatlık Hukukunun Hukuk Fakültelerinde ders haline getirilmesi bir zarurettir.

5-Tüm Hukuk Fakültelerinde ve Avukatlık Stajında Kurgusal Duruşma uygulamasının

zorunlu hale getirilmesi gerekmektedir.

6-Avukatlık ve Avukatlık mesleğinin hak ettiği itibarın geri kazandırılması hususunda

Kamu Spotu oluşturulması gerekmektedir.

5. GRUP

 

A- HUKUK FAKÜLTELERİNE DAİR SORUNLAR

1) Hukuk fakültelerindeki ezbere dayalı eğitim sorunu; eğitim yerine pratiğe dayalı

derslerinde yer almalı, farazi davalara yer verilmeli,

2) Seçmeli dersler olmalı. Türk dili, tarih yerine etkin iletişim, konuşma, diksiyon gibi

daha fazla seçmeli derslere yer verilmeli, 3) Test metoduyla yapılan sınavların muhakeme yeteneğini ortadan kaldırması nedeniyle

sınav sistemlerinin yoruma dayalı klasik sistem uygulanmalı,

4) Hukuk öğrencilerin adliye, cezaevi, karakol vs mesleğin icrasında muhatap olacakları

kurumlara ilişkin bilgilendirilmesi ve bu kurumlarda uygulamanın nasıl işlediğinin

öğrenim süresince öğretilmesi,

5) Eğitim süresince zorunlu staj yapılması, bu alanda eğitim sürecinin artırılması, Fakülte

sürecinin 4 yıl ile sıkıştırılması yerine kademeli olarak eğitim süresinin artırılması,

6) Avukatlık hukuku derslerinin bütün hukuk fakültelerinde seçmeli ders olarak

müfredatta yer verilmesi ve disiplinli bir şekilde kapsamlı bir eğitim verilmesi,

7) Hukuk fakültelerinde lisans eğitiminde uzmanlaşma olmamalıdır. Çünkü lisans

dersleri birbiri ile bağlantılıdır. Hukuk fakültesinin amacı temel hukuk formasyonunu

vermektir. Uzmanlaşma lisansüstü eğitime bırakılmadır.

B- AVUKATLIK STAJI, AVUKATLIK STAJ KABUL VE YETERLİLİK

DEĞERLENDİRMESİ;

1) Avukatlık stajına kabul ve staj yeterlilik değerlendirmesinin, artan hukuk fakültesi

mezunu sayısı sebebiyle, mesleğin niteliği ve saygınlığının korunması amacıyla

getirilmesi gereklidir. Ancak İstanbul ve Muğla Barosu genç avukatlar temsilcileri bu

görüşe katılmamaktadır. Söz konusu barolar görüşlerinde; getirilmek istenen

sınavların amacı mesleki kaliteyi yükseltmek değil, artan mezun sayısının önüne set

çekilmesidir. Sınavı kazanamayan mezunların iş gücü olarak piyasada sömürülmesi

gündeme gelebilecektir. Sınavı kazanamayan mezunlar, meslek örgütlerine

yabancılaşacaktır. Avukatlık sınavının ÖSYM tarafından yapılması da kabul edilemez.

Sorunun çözümü için hukuk fakülteleri denetlenmeli, kontenjanları azaltılmalı ve

yetersiz fakülteler kapatılmalıdır. Söz konusu sınavın staja başlamamış hukuk

fakültesi mezunları ile mevcut hukuk fakültesi öğrencilerini kapsamalıdır. İstanbul,

Muğla Barosu temsilcileri ile Denizli Barosu temsilcilerinden Stj. Av. Baran Eriş

sınavın mevcut hukuk fakültesi öğrencileri ile mezunlarını kapsamaması gerektiği

görüşündedirler.

2) Avukatlık staj süresinin, staj eğitiminin nitelik ve verim artışı gözetilerek uzatılması

düşünülebilir. Ancak sürecin uzaması durumunda stajyerin ekonomik olarak yalnız

bırakılmaması gereklidir. Bu hususta staj kredisinin bursa dönüştürülmesi gerekir.

3) Staj eğitiminde yeknesaklık sağlanmalı, TBB standart bir eğitim programı

oluşturmalıdır. Staj eğitimi baroların inisiyatifine bırakılmamalıdır. Bu kapsamda

birkaç baroyu kapsayacak bölge staj eğitim merkezlerinin oluşturulması düşünülebilir.

Staj eğitimini verecek eğitmenlerin mutlaka bir eğitimden geçirilmesi ve eğitmenlere

emekleri karşılığında ücret verilmelidir.

4) Stajyer kabul edecek avukatların 5 yıllık mesleki deneyim yanında ayrıca bir eğitime

tabi tutulması gereklidir. Stajyer kabul edebilmek için 5 yıllık mesleki deneyim yeterli

değildir. Çünkü her iyi avukatın aynı zamanda oldukça iyi bir öğretici olduğu

düşünülemez. Bu hususta stajyer kabul edebilecek avukatların bir eğitime tabi

tutulması gereklidir.

5) Stajın avukat yanında yapılacak olan kısmında stajyer avukatın yaptığı işler barolar

tarafından denetlenmelidir. Staj süresince düzenli periyotlarla stajyer avukat tarafından, yanında staj yaptığı avukat hakkında ihtiyari görüş niteliği taşıyan rapor

sunabilme imkanı tanınmalıdır.

6) Staj bitiminde alınan ruhsat ücreti asgari düzeye çekilmeli veya kaldırılmalı ve staj

bitiminden itibaren en geç 15 gün içerisinde ruhsatlar avukatlara teslim edilmeli ve

ruhsat bekleme süresi içerisinde stajyer avukatların yapabilecekleri işleri yapmaya

devam etmesini sağlayacak girişimlerde bulunulmalıdır.

C- MESLEK İÇİ EĞİTİM;

1) Meslek içi eğitim olmalıdır, mümkün olduğu kadar küçük gruplarla eğitim

verilmelidir. Ancak 82.000 avukatın ne şekilde eğitime tabi tutulacağı hususunda bir

sonuca varılamamıştır.

 

6. GRUP

 

TBB bünyesinde Genç Avukatlar Kurulu oluşturulmalıdır. Bu Kurul; baroların gençlik

meclisi / genç avukatlar kurulu / gen av. temsilcisi nden oluşmalıdır. Her baro

bünyesinde gençlik meclisi oluşturulması esas alınmalıdır.

 Genç Avukatlar Kurulu üyeliğinde; 0- 5 yıllık kıdem ve 35 yaşı geçilmemesi şartı

aranmalıdır.

Genç Avukatlar Genel Kurulunun oluşturulmasında; TBB’ne barolar tarafından

gönderilen delege sayısının dörtte biri esas alınmalı ve başkanlar doğal üye olmalıdır.

Delege sayısında 25 kotası kabul edilmelidir.

 Genç Avukatlar Yürütme Kurulu, dönem başkanı, Ankara, İstanbul ve İzmir Baroları

birer üyesi ve 7 coğrafi bölgeden birer üye olmak üzere toplam 11 üyeden oluşmalıdır.

Yürütme Kurulunun görevi, genel kurulun belirlediği çalışma programını oluşturmak

ve yürütmek, gerekli görüldüğü halde yayın hazırlamak, Stajyer Avukat Sözcüleri ve

Hukuk Faküiteleri Öğrenci Sözcüleri Alt Kurulllarının oluşturması amacıyla çalışma

yapmak olmalıdır.

 

7. GRUP

 

A- İŞGÖREN AVUKATIN DİĞER BÜRO PERSONELLERİ İLE OLAN

İLİŞKİLERİNDEN KAYNAKLANAN SORUNLAR

 İşveren avukat,İşgören avukatın, meslek onuruna uygun şekilde çalışabilmesi için uygun

çalışma ortamı sağlamalıdır; diğer büro personelinin (sekreter,katip vb.) işgören avukata karşı

tutum ve davranışlarını denetlemelidir. İşgören avukatın meslek onurunu zedeleyici tutum ve

davranışlara maruz kaldığını tespit etmesi halinde müdahale etmelidir. İşgören avukat da

meslek kurallarına uygun olarak çalışmalıdır.

B- AVUKATLIK HUKUKUNA İLİŞKİN BİLİMSEL KAYNAK EKSİKLİKLERİ

 Avukatların mesleki faaliyetlerinden dolayı karşılaştıkları dava ve soruşturma

kararlarından (hukuk,ceza,disiplin) meslektaşları ifşa etmeyecek şekilde Barolar

Birliği tarafından bir içtihat bankası oluşturulmalıdır.Buna ilişkin bilimsel kaynak ve

verilere ulaşmanın zor olduğu göz önüne alınarak avukatlık hukukuna ilişkin makale dergi ,yayın gibi bilimsel verilerin yine barolar birliği web sitesinde yayınlanması

meslektaşların hem hızlı hem de güvenilir şekilde bilgiye ulaşmalarını sağlayacaktır.

 

 Avukatlık hukuku hukuk fakültelerinde seçmeli ders yerine zorunlu ders olarak

okutulmalıdır. Böylelikle avukatlar özellikle avukatın tazminat sorumluluğu, cezai

sorumluluğu,avukatın disiplin cezası ile sorumlu tutulması , avukatlık meslek kuralları

konularında henüz mesleğin başında bilinçlenmiş olacaklardır.

 

 Aynı zamanda Avukatlık hukukuna ilişkin yukarıda sayılan hususlarla ilgili

olarak yapılan bilimsel çalışmalar arttırılmalıdır.

 

8. GRUP

AVUKAT HAKLARI MERKEZİNİN GEREKLİLİĞİ VE FAALİYETLERİNİN

DÜZENLENMESİ;

 

Türkiye Barolar Birliği eliyle düzenlenecek Avukat Hakları Merkezinin gerekliliği

konulu konferanslar ve ilgili bilgilendirme çalışmaları, seminerleri yapılmalıdır. Bu

kapsamda merkezini oluşturmuş olan barolardan Avukat Hakları merkezi

temsilcileri rol oynayacaktır.

 

Türkiye Barolar Birliği bünyesinde yapılacak çalışmalar neticesinde her baronun

kendi bünyesinde avukat hakları merkezi kurulması sağlanmalı ve bu merkezlerin

etkili bir çalışma yürütmesi sağlanmalıdır.

 

Gönüllülük esaslı bir çalışma yürütülecek olsa da, avukat hakları merkezinde görev

alacak meslektaşlarımıza günün gelişmelerine uygun olarak (sıklıkla) eğitim

verilmelidir. Ayrıca bu merkezlerde çalışacak olan meslektaşlarımızın da

görevlerinde süreklilik sağlanması gerekmektedir.

Avukat hakları merkezinde görev alacak meslektaşlarımızın CMK'nda olduğu gibi

OCAS benzeri bir sistemle olay mahalline en kısa sürede ulaşmasının sağlanaması

gerekmektedir.

Türkiye Barolar Birliği bünyesinde merkezi bir avukat hakları yönetim merkezi

oluşturulması sağlanmalıdır. Bu merkez yeni kanuni gelişmeleri barolara ve ilgili

komisyonlarına derhal bildirmelidir.

 

B. AVUKATLAR HAKKINDA YÜRÜTÜLECEK DİSİPLİN SORUŞTURMALARI;

 

 Mesleğin eski itibarı geri kazandırmayı tartıştığımız bu günlerde en büyük görev

meslektaşlarımıza düşmektedir.

 

 Baro disiplin kurulları " kol kırılır yen içinde kalır " mantığından vazgeçerek objektif

değerlendirmeler yapmalı ve kanunda belirtilen cezaları uygulamalıdır. Başlayan

soruşturmalar şeffaf olmalı ucu açık bırakılmamalıdır. Aynı konuda hakkında

defalarca şikayet de bulunulmuş bazı meslektaşlarımız gerekçe açıklanmaya dahi gerek duyulmaksızın korunmaktadır. Bu durum avukatlar arasında ikili uygulamalara

neden olmakta ve halkın avukata olan güvenini sarsmaktadır.

 

9. GRUP

1) Avukatlık mesleğinde gerek teknolojik gelişmelerin, gerek dünyadaki diğer hukuk

sistemlerinin incelenmesi ve sonuçta Türk Avukatlık Sistemi’nde uygulanabilirliği

mümkün yenilikçi çalışmaların gerçekleştirilmesi için Türkiye Barolar Birliği

nezdinde STRATEJİ/ AR-GE Birimi’nin kurulmasını teklif ediyoruz.

 

2) Samsun Barosu Genç Avukatlarla İletişim Komisyonu’nun tasarlayarak uyguladığı ve

genç avukatların gelecekte kendilerini yetiştirebilecekleri, uzmanlaşabilecekleri ve

yeni kazanç imkânları oluşturabilecekleri alanların tespiti için geliştirilen yeni bir tür

eğitim projesi olan AVUKATLIK MENTORLUK Sistemi’ni de kapsayan AVUKAT

4.0 Projesi’nin; TBB nezdinde genç avukatlar meclisi kurulabilmesine ilişkin

çalışmalar da dikkate alınarak TBB şemsiyesinde desteklenmesi teklif ediyoruz.

 

3) AVUKAT 4.0 Projesi’nin Türkiye’deki yerel barolar nezdinde tanıtılarak genç

avukatların geleceğe ilişkin mesleki gelişmeleri takip edebilecekleri bir iletişim ağı

oluşturulması konusunda bir çalışma yapılması teklif edilmektedir.

 

10. GRUP

 

Yönergede eksik bulunan bazı maddeler üzerinde tartışılmış, tartışma sonucunda

değiştirilmesine karar verilen maddeler aşağıda sayılmıştır;.

Tüm barolarda genç avukatlar komisyonu veya meclisinin kurulmasının zorunlu

olması gerekmektedir.

 Yönergenin 5-a ) maddesinde işgören avukatın ücretinin belirlenmesi barolara

bırakılmış olup, baroların belirleyeceği ücretin baro yönetim kurulu tarafından tek

taraflı olarak değil, genç avukatlar komisyonlarının görüşü doğrultusunda

belirlenmelidir.

 8-A-3 )Anca, İşgören avukat diğer meslektaşlarına, özellikle vurgusu ile genç avukatların

kıdemli avukatlara saygı göstermediği yönünde bir intiba oluşmaktadır. Bu sebeple genel

meslek kuralları referans gösterilerek yeniden düzenleme yapılabilir.

 8-B-4 ) .bendinin başına ‘aksi kararlaştırılmadıkça’ ibaresi eklenmesi ve 8 B 4

hükümlerinin de 8 A 4) hükmü içinde uygulanması yönünde değişiklik yapılması

 

11-e ) bendinin sonunda dikkate alınır fiilinin cümle içindeki anlamı yetkili mercilerce

takdir hükmü niteliğinde anlaşılabilir, ve bu durum yönergenin uygulanması ve

denetimi noktasında eksiliklere meydan bırakabilir Bu noktada ‘dikkate alınır’

ifadesinin uygulanır olarak değiştirilmesi gerekir.  İşveren avukat ile işgören avukat arasında sözleşme yapılması ve bu sözleşmelerin

barolara sunulmasının zorunlu olması gerekmektedir.

 

 

Sözleşmenin uygulanmasına yönelik olarak barolara yapılan şikayetlerin öncelikle işgören

avukatlar temsiliyetinin gözetildiği genç avukatlar kurulu veya komisyonlarınca

değerlendirilmesi yönünde değişiklik yapılmalıdır. Ayrıca sözleşmenin uygulanırlığı

konusunda baro yönetim kurullarıyla birlikte bu kurul veya komisyonların eşgüdümlü bir

şekilde yetkilendirilmesi yönünde değişiklik yapılarak böylece çift başlı bir denetimin

sağlanması gerekmektedir.

Hukuki güvenliğin teminatı ve savunmanın bağımsız avukatlarının, II. Genç Avukatlar

Kurultay’ında alınan kararların en kısa zamanda hayata geçmesini temenni

ederiz.17.11.2013

 ESKİŞEHİR BAROSU

ADANA BAROSU AKSARAY BAROSU AMASYA BAROSU

ANKARA BAROSU ANTALYA BAROSU AYDIN BAROSU

BALIKESİR BAROSU BARTIN BAROSU BATMAN BAROSU

BİLECİK BAROSU BİTLİS BAROSU BURSA BAROSU

ÇANAKKALE BAROSU DENİZLİ BAROSU DİYARBAKIR BAROSU

 DÜZCE BAROSU EDİRNE BAROSU ERZİNCAN BAROSU

ERZURUM BAROSU GAZİANTEP BAROSU HATAY BAROSU

ISPARTA BAROSU İSTANBUL BAROSU İZMİR BAROSU

KARAMAN BAROSU KASTAMONU BAROSU KARABÜK BAROSU

KAYSERİ BAROSU KIRŞEHİR BAROSU KİLİS BAROSU

KOCAELİ BAROSU KONYA BAROSU KÜTAHYA BAROSU

MANİSA BAROSU MERSİN BAROSU MUĞLA BAROSU

ORDU BAROSU RİZE BAROSU SAMSUN BAROSU

SAKARYA BAROSU SİNOP BAROSU SİİRT BAROSU

SİVAS BAROSU TEKİRDAĞ BAROSU TRABZON BAROSU

TUNCELİ BAROSU UŞAK BAROSU ZONGULDAK BAROSU

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

26.04.2024
AV. BAHADIR TEKEŞ
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.