BAŞKANIN SEÇİM MESAJI
Tarih: 10.10.2012 23:00:00| Okunma Sayısı: 2988

SEÇİM MESAJI

                            

Sevgili meslektaşlarım; Sözlerime 13 Ekim 2012 tarihli Genel Kurul Toplantısının başarılı geçmesini ve yapılacak seçimlerin ülkemize, ulusumuza ve Baro camiamıza hayırlı ve uğurlu olması dileği ile başlıyorum.

                                      Yaklaşık 20 yıl süre ile Baro Yönetim Organları görevlerinde bulundum. Bu sürenin 14 yılını Baro Başkanı olarak ifa ettim. Önceki yıllarda başka Barolarda bu kadar süre ile başkanlık görevini yapan birkaç meslektaşımız olmakla birlikte şu anda Türkiye Barolarında benim kıdemimde başka meslektaşım bulunmamaktadır.

                                       Bu durumu vurgulamamdaki sebep bu kutsal ve şerefli görevi tarafıma defalarca tevdi eden siz değerli meslektaşlarıma bir kez daha teşekkürlerimi sunmaktır. Her zaman belirttiğim gibi bu süreç zarfında bana oy vermeyen avukat sayısı yüzde bir oranında bile değildir. Bu nedenle hepinize müteşekkirim. Ancak meslekte aslolan “Avukatlık”tır. Diğer ünvanlar gelip geçicidir. Hayatım boyunca ismimin önündeki “Av.” ünvanını taşımaktan gurur ve onur duydum. Sahip olduğum her türlü maddi ve manevi değerleri bu ünvan sayesinde kazanmanın kıvancını yaşamaktayım.

Değerli meslektaşlarım; Bu dönem başka bir kulvarda koşmak üzere Baro Başkanlığına aday olmayacağım. Esasen Başkanlık görevinden ayrılma isteğim birkaç dönem önce başlamıştı. Ancak son birkaç yıldan bu yana gerek ülke genelinde ve gerekse il özelinde Baroların yeniden yapılanma gibi oluşumlar sürecine girmesi ve üyelerimizden de gelen talepler üzerine bu görevi sürdürmek zorunda kaldım.

                                         Barolar artık kurumsallaşmıştır. Bu kurumların ömrü kişilerle kaim değildir. Başkanlar, yönetimler gelir ve gider. Ancak Hukuk Devleti var olduğu müddetçe Amasya Barosu da kurumsal olarak sonsuza kadar yaşayacaktır.

                                           Daha önce belirttiğim gibi Başkanlık dönemlerimde siyasi görüş, dini inanç ve felsefi düşünce gibi ayırıcı, etnik ve mezhepsel gibi bölücü yapılanmalardan uzak durarak, ama herkesle aynı mesafede ve aynı yakınlıkta ilişki kurarak birlik ve beraberliği kurmaya, sürdürmeye ve kalıcı bir yapısal oluşum sağlamaya çalıştım. Bu davranış biçimini sadece Baro camiasında değil, hem Türkiye Barolar Birliği çatısı altında ve hem de tüm il düzeyinde sergiledim. Baro Başkanlığını hiyerarşik bir üst değil, eşitler arasında, bir adım önde temsili bir makam olarak gördüm. Herkesin bildiği gibi hiç büyüklük taslamadım ve kibirlenmedim. Kur’an da Nisa suresinin 36. Ayetinde “Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez” , demektedir. Mevlana’ya sormuşlar, bu kadar tedrisattan ve tasavvuftan geçtin, ne öğrendin? Cevap “haddimi öğrendim”, olmuş. Yunus Emre asırlarca önce ne güzel seslenmiş “İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsin, Ya nice okumaktır”. Bu inanç ve düsturları, tahsilini yaptığımız hukukun evrensel kurallarıyla bağdaştırdığımız zaman Barolar gibi mensuplarının en yüksek seviyede bilinçli olduğu bir kurumu yönetmek zor olmayacaktır.

                                        Memnuniyetle görmekteyim ki, bu model tüm başkanlık ve yönetim organları adaylarınca da benimsenmiş ve daha da geliştirilmiştir. İnanıyorum ki, genç nesil bizleri daha da aşacak Barolar ve onların temelini oluşturan Avukatlar yargı sistemi içerisinde hak ettiği yeri alacaklardır.

Değerli meslektaşlarım; Bizler, ayrı düşüncelere, ayrı siyasi görüş, ideoloji ve felsefi düşüncelere sahip olabiliriz. Bu alanlarda aktif veya pasif faaliyetlerimizde olabilir. Bu durum bizler için bir ayrışma değil, bir güç ve zenginlik kaynağı olarak görülmelidir. Yeter ki müşterek amaçlarda birleşebilelim. Meslek gurubu olarak bizlerin müşterek amacını gösteren kural, Avukatlık Kanunu’nun, Baroların kuruluş ve nitelikleri başlıklı 76 ncı maddesinde belirlenmiştir. Bu maddede “Barolar; avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerde dürüstlüğü ve güveni sağlamak, meslek düzenini Hukukun üstünlüğünü, insan haklarını, savunmak ve korumak…” denilmektedir. Buna paralel olarak Yönetim Kurulu görevlerini sayan 95 nci maddenin 21. fıkrasında   “ Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak”, şeklinde belirtilmiştir. O halde avukatların hak ve menfaatleri ile  “hukukun üstünlüğü” ilkesi etrafında birleşmek müşterek amacımızdır.

Değerli arkadaşlar; Daha yapacak çok işimiz, çözecek çok sorunumuz var. Stajyer avukatların, genç avukatların, kamu avukatlarının sorunları ortada duruyor. Günümüz koşullarına uyarlanacak bir Avukatlık Kanunu halen rafta bekliyor. Adliyelerin sokak sicili her gün biraz daha bozuluyor. İçinde adalet dağıtılmazsa Adalet Saraylarının ihtişamı korku ve ürkeklikten başka bir şeye yaramayacaktır.

                               Bu ülkenin temel hukuk kurumu olarak Ülke meselelerini de gözardı etmemek gerekir. Sınır komşumuz Irak ve Suriye ile olan sorunlar, PKK. terör örgütü ve onu destekleyen iç ve dış düşmanlar ülkemizde huzur ve güven ortamını bozmuştur. Vatanın ve Milletin bütünlüğünü bozmak için yapılan planlamalar sürekli devreye sokulmaktadır. Emperyal güçler ve devletler böl ve yönet politikasını uygulamaya koymuşlar ve artık adım adım ilerlemektedirler. Hukuk uğruna savaş veren avukatlar ve Baro’lar ülke meseleleri konusunda da sessiz kalmamalı ve karşı duruşlarını dimdik sergilemelidirler.

                                Gerek mesleki sorunlarımız ve gerekse ülke meselelerini sayfalarca yazabiliriz. Arife tarif gerekmez. Onun için kısa kesiyor ve Osmanlı Devletinin fikir babası Şeyh Edebali’nin ‘Ey Oğul’ diye başlayan Vasiyetinden/nasihatinden ayıkladığım birkaç veciz sözlerle mesajıma son veriyorum.

                                         Ey oğul, Beysin!

                                         Bundan sonra öfke bize; uysallık sana,

                                         Gücengenlik bize; gönül almak sana,

                                         Suçlamak bize; katlanmak sana,

                                         Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana,

                                         Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar bize; adalet sana,

                                         Kem göz,şom ağız, haksız yorum bize; bağışlamak sana,

                                         Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana,

                                         Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek sana,

                                         Ey oğul!

                                         Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı.

                                         Allah Teala yardımcın olsun.

                                         Beyliğini mübarek kılsın.

                                             Belirtmeliyim ki yeni oluşacak yönetim birimlerine karşı bu mısralarda geçen öfke, gücengenlik, suçlamak, geçimsizlik, haksız yorum, bölmek gibi olumsuz değil, elimizden geldiği kadar yanlarında olma, destek verme, yol gösterme ve yardımcı olma gibi olumlu davranışlar sergileyeceğiz. Bu aşamadan sonra bize yakışan ve beklenen de budur.

Sayın meslektaşlarım; Artık seçime bir gün gibi çok kısa zaman kalmıştır. Seçimlerin doğasında eleştirmek ve eleştirilmek vardır. Sevinerek belirtmeliyim ki, Amasya Barosu, yine birçok kurum ve kuruluşlardan daha ciddi ve daha olgun bir biçimde seçim sürecini geçirmeyi başarmıştır. Temennim odur ki, Genel kurul toplantısında da aynı vakur ve olgun davranışları göstereceğiz ve adaylarla birlikte el ele genel kurulu selamlayarak seçim sonuçlarının açıklanmasından sonra her şeyi unutarak, tüm kırgınlıkları atarak ve Baroların en yüksek ve en yetkili organı olan genel kurulun iradesine saygı göstererek birlik ve beraberliğimizi sürdüreceğiz. Ve hep birlikte o akşam düzenlenecek birlik ve dayanışma yemeğine katılarak bunun örneğini sergileyeceğiz.

Sevgili meslektaşlarım; Son olarak bir konuya daha değinmeden geçemeyeceğim. Yönetimim döneminde bilerek ya da bilmeden kırdığım, gücendirdiğim, üzdüğüm ve sevgide eksik, saygıda kusur  gösterdiğim meslektaşlarım olabilir. Veya aksine haklı veya haksız, bilerek veya bilmeyerek beni kıranlar, gücendirenler ve üzenlerde oldu. Bu kadar uzun süren bir yönetim sürecinde sayısının çok az olduğunu bildiğim bu tür davranışların yönetenler ve yönetilenler arasındaki ilişkinin doğal sonucu olduğunun bilinci içerisindeyim. Özellikle eşitler arasındaki yönetim biçiminde bir dengeyi sağlamanın çok zor olduğunu yaşayarak öğrenenlerden biriyim. Bu neden ve vesilelerle ben kendi adıma hepinize hakkımı helal ediyorum. Sizlerde hakkınızı helal edin. Bu duygu ve düşüncelerle hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

                                                                                                                    11/10/2012

                                                                                                          Av.Adnan Hasip YALÇIN

                                                                                                          Amasya Barosu Başkanı

28.03.2024
AV. BAHADIR TEKEŞ
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.