İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN VAZGEÇMİYORUZ
Tarih: 20.03.2021| Okunma Sayısı: 1788

AMASYA BAROSU KADIN HAKLARI KOMİSYONU AÇIKLAMASI

 

Güne hukuk ve kadın hakları adına kara bir leke ile başladık. Türkiye Cumhuriyeti adına 11.05.2011 tarihinde imzalanan ve 10.02.2012 tarihli 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanan ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ – bilinen adıyla CEDAW- İstanbul Sözleşmesinden Türkiye, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile çekilmiştir.

 

Açıkça hukuk kurallarını ihlal eden TBMM iradesini yok sayan ve temel hak ve özgürlüklere müdahale olan bu çekilme kararını reddediyoruz.

 

Ülke tarihinde ilk defa hem de imza törenine ev sahipliği yapmaktan ve ilk imzacısı olmaktan gurur duyulduğu açıklanan insan hakları sözleşmesinden çekilmiştir.

Söz konusu çekilme T.C. Anayasası m.90/5 hükmüne açıkça aykırıdır. Çünkü ilgili madde ‘usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz’ açık hükmü bulunmaktadır.

 

Ayrıca İstanbul Sözleşmesinin fesih ile ilgili bölümünü düzenleyen m.80 hükmünde sözleşmenin feshinin Avrupa Konseyi Genel Sekreterliğine yapacağı bildirimle yapılacağını ve sözleşmenin bu fesih bildiriminden itibaren 3 ay daha yürürlükte olacağını belirtmektedir. Kural olarak bir uluslararası sözleşme nasıl yürürlüğe girdiyse aynı usulle feshedilir. İstanbul sözleşmesi TBMM onayı ile yürürlüğe girmiştir dolayısıyla aynı irade ile TBMM onayı ile sözleşmeden çıkılabilir. Söz konusu T.C. Anayasası m.87 hükmü burada uygulanmamıştır.

 

Belirtmek isteriz ki Anayasamızda m.104 gereği temek hak ve özgürlükler kişi hakları ve ödevleri Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenemez’ hükmü bulunmaktadır. İstanbul sözleşmesi doğrudan temel hak ve kişi hakları ile ilgilidir.

Şiddet mağdurlarının, kırılgan grupların haklarını düzenlediğinden Anayasa M.15 ve M.17’de düzenlenen kişinin yaşan hakkına maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz, herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma hakkına sahiptir ve kimseye işkence ve eziyet yapılamaz hükümlerini içermektedir. Yine Anayasa m.14 devletin insan hakları ile alakalı yetkisini açıkça kötüye kullanamayacağı yazmaktadır. Bütün bunlara rağmen yürütme yetki gaspı yapmış ve TBMM iradesini yanı yasamayı yok saymıştır. Cumhurbaşkanının meclis yerine geçip yasama işlemi yapması durumunda açıkça fonksiyon gaspı söz konusudur ve yapılan işlem hukuken yok hükmündedir.

 

Ayrıca belirtmek istiyoruz ki 9 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Cumhurbaşkanlığına TBMM tarafından uygun bulunan uluslararası antlaşmayı fesih yetkisi hiçbir şekilde verilmemiştir.

 

Söz konusu çekilmenin hukuku hiçe saymasının yanında her gün artan kadın cinayetlerini, kırılgan gruplara yönelik ötekileştirme çabalarının önünü açacağı açıktır. Siyasal İktidar sözleşmenin feshiyle kadına ve diğer kırılgan gruplara yönelik her türlü şiddeti önlemeyeceğine dair iradesini açıkça ortaya koymuştur. Kadınların adeta yıllarca ilmek ilmek dokuduğu kadın hakları mücadelesi bizlerin görüşü dahi alınmadan apar topar ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. Bu husus dahi kadınların toplumdaki yerini göstermekte ve esasen Kadın Hakları mücadelesinin ne denli haklı olduğunu ortaya koymaktadır.

Kadınların bunca yıldır canları ile vermiş oldukları mücadelenin en önemli hukuki kazanımı olan İstanbul Sözleşmesinden çekilmeyi kabul etmediğimizi, çekilmenin fonksiyon gaspı nedeniyle açıkça yok hükmünde olduğunu ve bu yolda her türlü mücadeleyi vereceğimizi, bu yanlış karardan dönülerek sözleşmenin katı ve hassas bir şekilde uygulanması gerektiğini basına ve kamuoyuna duyuruyoruz.

 

AMASYA BAROSU KADIN HAKLARI KOMİSYONU

20.04.2024
AV. BAHADIR TEKEŞ
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.