AMASYA BAROSU KADIN HAKLARI KOMİSYONU'NUN "TÜRK KADININA SEÇME VE SEÇİLME HAKKI VERİLMESİ" İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI
AMASYA
BAROSU KADIN HAKLARI KOMİSYONU
"TÜRK
KADININA SEÇME VE SEÇİLME HAKKI VERİLMESİ" İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI
5 Aralık 1934 tarihinde Anayasamızda ve seçim kanunumuzda
yapılan değişiklikler ile Türk Kadınları seçme ve seçilme hakkına
kavuşmuşlardır. Bugün kadınlarımızın milletvekili seçme, seçilme hakkının 86.
Yıldönümü. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte kadınlarımız çok önemli siyasi,
hukuki ve sosyal haklar elde etmişler ve çalışma hayatında yer almaya
başlamışlardır.
Kadınlarımızın katıldığı ilk genel seçim 8 Şubat 1935
yılında yapılan TBMM 5.Dönem seçimlerinde 17 kadın milletvekili TBMM’ye
girmiştir. Kadını ve erkeği eşit yurttaş yaratmanın gerekli olduğuna inanan
Türkiye Cumhuriyetini kuran irade ve bu iradenin önderi Mustafa Kemal Atatürk
ve ilkeleri sayesinde kadınlarımız seçme ve seçilme hakkı yönünden birçok
gelişmiş ülkede yaşayan hemcinslerine oranla daha öndedir.
Günümüzde 600 Milletvekilinin olduğu meclisimizde, kadın
milletvekili sayısı 103 olup oran ise %17’dir. 86 yıldır seçme ve seçilme
hakkına sahip kadınlar bu zamana kadar ne yazıktır ki TBMM’de en fazla %17.8
oranında temsil edilmişlerdir. Bu oran yerel yönetimlerdeki temsilde yok
denecek kadar azdır. Veriler nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızın TBMM’deki
temsilinin ye terince
gerçekleşmediğinin göstergesidir.
Cumhuriyet tarihi boyunca kadın ve erkeğin eşit yurttaş
olması mücadelesinde önemli bir yol kat edilmiş olsa da bugün nüfusumuzun
yarısı kadınlardan oluşmasına rağmen kadınlarımızın fiili olarak eşit yurttaş
olamadıkları açıktır. Fırsat eşitliğinin sağlanamaması, kadın istihdamının
artırılmaması, siyasi karar alma mekanizmalarının içinde kadının yeterince yer
almaması, kadının insan haklarının ihlaline devam edilmesine neden olmaktadır.
Kadının her şeyden önce özgür birey olduğunun kabul
edilmemesi, kadının insan haklarının ihlalinin önlenmesinin önünde ki en önemli
engeldir. Bu nedenle bireylerin ve toplumun zihniyet dönüşümün sağlayacak
bilimsel çalışmaların ve hukuki değişikliklerin yapılması zorunludur.
Kadın- erkek eşitliğini sağlayacak, kız çocuklarının
kesintisiz eğitim yapmasına olanak sağlamak, kadın istihdamını artıracak yasal
düzenlemeler yapmak, erken yaşta evlenmelerin, kadının şiddet, taciz görmesine
engel olacak eğitimlerin verilmesi ve bu nokta da kadınlarımız için hayati önem
taşıyan 6284 sayılı yasa ve İstanbul Sözleşmesinin bir engel gibi algılandırılması
yönünde ki çalışmalara son verilmesi gerekmektedir. Gene söz konusu kadınlara ve çocuklara yönelik
istismar taciz, tecavüz ve kadın cinayetleri dava dosyalarında cezaların
caydırıcı ve ibret verici olabilmesi için üst sınırlar yükseltilmeli, iyi hal
ve tahrik indirimleri kaldırılmalıdır.
Kadının çalışma hayatında, toplumsal ve siyasal hayatta yer
alması aile birliği için bir tehdit olarak algılanmamalıdır. Sosyal hayatın içerisinde aktif olan kadının
iş- aile dengesini sağlayacak kolaylaştırıcı politikalar geliştirilmelidir.
Ayrıca aile sorumluluğu sadece kadınlara yüklenmemeli, erkeğinde aile
mesuliyetini yerine getirecek şekilde yetişmesi ve sosyalleşmesi sağlanmalıdır.
Amasya Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak Cumhuriyetle
birlikte elde ettiğimiz kadın kazanımlarından biri olan seçme ve seçilme
hakkının eşit temsille taçlanmasına kadar, kadınların siyasette eşit temsiline
neden olan politikaların ortaya koyulması yönündeki taleplerimizi ve kadının
insan haklarının sağlanması yönündeki mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi
ve bu mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.