AMASYA BAROSU BASIN AÇIKLAMASI
Bir süredir Kamuoyunu meşgul eden
Baroların yapısını ve seçim sistemlerini değiştirmeye yönelik Yasa
değişikliğine ilişkin tartışmalarını endişe ve hayretle izlemekteyiz. Dünya’da
ve ülkemizde yaşanmakta olduğu Pandemi süreci nedeniyle gerek toplumsal gerekse
mesleki sorunların zirve yaptığı bir dönemde böylesi bir konunun tartışma
yapılarak Avukatlara ve Barolara sorulmadan bir düzenleme iradesi gösterilmiş
olması karşısında, Baroların temsilcileri olarak Baro Başkanları’nın yapmış
oldukları 19 Mayıs 2020 ve 1 Haziran 2020 açıklamaları ile Siyasal
Muhataplarımıza bu teklifin geri çekilmesi, sonrasında Mesleğin birikmiş
sorunları da dahil olmak üzere tüm sorunların çözümü için müzakereye ve
konuşmaya hazır olduğumuzu ifade etmiştik. Ancak geçen zaman içerisinde Yasa
değişikliği irade ve düşüncesinde bir gerileme olmadığını, görsel ve yazılı
basına yansıyan haber ve bilgilerden anlamaktayız.
Avukatlık mesleğinin yıllara matuf biriken
sorunları ile pandemi sürecinde ilave daha da artan sorunların çözümsüzlüğü,
yargılama da savunmanın giderek zayıflaması ve bu gerçekliğin Adalete erişim ve
adalete olan güveni daha da aşağı çektiği, bunun ise ülkenin BEKAASINI direkt
olarak etkilediği düşünüldüğünde, bu konuların çözümü yerine, Baroların
yapısının ve seçim sistemlerinin konuşulması sorunları artırdığı gibi, böylesi
bir düzenlemenin yasalaşması, BAROLARIN SİYASİ GRUPLARIN ETKİSİ ALTINA
GİRMESİNE VE BAROLAR ELİYLE YARGININ SİYASALLAŞMASINA NEDEN OLACAĞI GİBİ
KİMSENİN İSTEMEDİĞİ VE ÖNGÖREMEDİĞİ SONUÇLARIN DOĞMASINI DA KAÇINILMAZ HALE
GETİRECEKTİR.
Adaleti adalet yapan tüm ilkelerin
felsefesi insan onuru ise insan onurunun yeryüzünün güçlerine karşı teminatı da
avukatlardır ve devletin temeli olan adaletin sağlanması için inşa edilen
binalar, içinde bağımsız barolar ve avukatlar olmadığı zaman bir infazhaneden
farksız olacaktır.
Çünkü Barolar ve avukatlar hak arama
hürriyetinin başlangıcıdır.
Barolar, avukatı gelmeden hiçbir
görevlinin ifadesini alamayacağı çocukların hemen yanıbaşındadır.
Barolar; artık süreci yaygın bir katliama
dönmüş kadın cinayetlerinde tüm duruşma salonlarındadır.
Barolar;
bir avukat görevlendirmeye ekonomik gücü yetmeyen her bireyin bir telefon
uzağındadır.
Barolar; Kazdağları’nın, Salda’nın,
Cerattepe’nin ve yok edilmeye çalışılan tüm ormanların kök saldıkları
topraklarda, Amasya’da yaşamı bitirecek
Termik santralin karşısındadır.
Barolar;
herkesin üzülmekten başka bir şey yapmadığı hayvanların haklarını inadına
adalet saraylarında haykırandır.
Barolar; hukuk devletinin ve hak arama
özgürlüğünün yılmaz savunucuları, haksızlık kimden gelirse gelsin ve kime
yönlenirse yönlensin hiçbir ayırım gözetmeksizin haksızlığın karşısında
haklının yanında yer alan ve evrensel hukuk ilkelerini kendine varlık sebebi
yapmış tarihi kurumlardır. Bu nedenle baroların susturulması sadece avukatların
değil, çocukların, kadınların, ağaçların, yaşamın, adalete erişimde
dezavantajlı tüm grupların ve istisnası olmadan herkesin susturulmasıdır.
Baroların parçalanması, siyasallaştırılması, hukuk devletinin yok edilmesi ve
ülkemizde insan onurunun güvencesi olan tüm kalelerin yıkılmasıdır.
O nedenledir ki; Baroların ve Avukatların
susturulmasına neden olacak tüm girişimleri reddediyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk ve Arkadaşları’nın
101 Yıl önce yazdıkları Amasya Genelgesinde nasıl “..Milletin istiklalini, yine
milletin azim ve kararlılığı kurtaracak..” denmişse, Biz Amasya Barosu
Avukatları olarak; “AVUKATLARIN GELECEĞİNİ, YİNE AVUKATLARIN AZİM VE
KARARLILIĞI KURTARACAKTIR” diyor, eylem planımızı aşağıdaki gibi paylaşıyoruz;
1-Eylemlik
sürecine başlama yönündeki irademizi ilk olarak bugün yapmakta
olduğumuz açıklama ile somutlaştırmak,
2-Bu süreçte tarihi
sorumluluğunu yerine getirmek amacıyla Türkiye Barolar Birliğini
olağanüstü toplantıya davet etmek üzere Yönetim kuruluna başvuruda bulunulması,
3-19 Haziran 2020
tarihinde Baro Başkanlarınca kendi illerinden Ankara istikametine doğru
“savunma” yürüyüşü başlatılması,
4-Olağanüstü
toplantı talep sahibi Baro başkanlarının bu taleplerini Türkiye barolar
birliğine fiziki olarak elden teslim etmesi,
5-21 Haziran Pazar
günü Ulusal Gazetelerde İlan verilmek suretiyle teklifin yasalaşması halinde
vatandaşın uğrayacağı hak kayıplarının anlatılması,
6-Bu süreçte sosyal
medyanın etkileşim gücü değerlendirilerek kamuoyunu aydınlatmaya yönelik
çalışmalar yapılması,
7-Teklifi komisyona
geldiği gün Baro Başkanlarınca TBMM yolunda “DURAN BAŞKAN” eylemi yapılması,
8-Teklifin
yasalaşması halinde Anayasa Mahkemesi’nde İptal davası açılması için Türkiye
Büyük Millet Meclisi’nde çalışma yapılması,
9-Açılan davanın Anayasa
Mahkemesi’nde görüşülmesi sırasında “Son Nöbet” Adı altında nöbet tutulması.
En
derin saygılarımızla kamuoyu ile paylaşıyoruz.
Amasya Barosu
Yönetim Kurulu
Adına Baro Başkanı
Av.A.Melik
DERİNDERE