GENİŞLETİLMİŞ İÇ ANADOLU BÖLGESİ BARO BAŞKANLARI TOPLANTISI KAYSERİ BAROSU EV SAHİPLİĞİNDE GERÇEKLEŞTİ.
TBB Başkanı Av.Metin Feyzioğlu, TBB Genel Sekreteri Av. Sabiha TEKİN, Yönetim Kurulu üyesi Av. Asude ŞENOL ile Kayseri Baro Başkanı Av. Cavit DURSUN, , Aksaray Baro Başkanı Av. Ramazan Erhan TOPRAK,
Amasya Baro Başkanı Av. A.Melik DERİNDERE, Ankara Baro Başkanı Av.Ramiz Erinç SAĞKAN, Bartın Baro Başkanı Av.Ferhat PARLATIR, Çankırı Baro Başkanı Av.Erhan KÖROĞLU, Çorum Baro Başkanı Av.Kenan YAŞAR ,Elazığ Baro Başkanı Av.Mustafa YENTÜR, Erzincan Baro Başkanı Av.Adem AKTÜRK, Erzurum Baro Başkanı Av. Talat GÖĞEBAKAN, Eskişehir Baro Başkanı Av. Mustafa ELAGÖZ , Giresun Baro Başkanı Av. Soner KARADEMİR , Gümüşhane-Bayburt Bölge Baro Başkanı Av. Serkan PEKMEZCİ, Isparta Baro Başkanı Av. Ünsal ÇANKAYA, Kahramanmaraş Baro Başkanı Av. Muhammed Burak GÜL, Karabük Baro Başkanı Av. Rıdvan ERDOĞAN, Karaman Baro Başkanı Av. Oktay YILMAZ, Kastamonu Baro Başkanı Av. Özgür DEMİR , Kırıkkale Baro Başkanı Av. Talat APAYDIN, Kırşehir Baro Başkanı Av. Mehtap KARABURÇAK TUZCU, Konya Baro Başkanı Av.Mustafa ALADAĞ, Malatya Baro Başkanı Av. Enver HAN, Nevşehir Baro Başkanı Av.Mustafa Necmi ÖNCÜL, Nigde Baro Başkanı Av.Osman ÇİMEN , Sakarya Baro Başkanı Av. Abdurrahim BURAK, Samsun Baro Başkanı Av. Kerami GÜRBÜZ, Sinop Baro Başkanı Av. Hicran KANDEMİR,
Sivas Baro Başkanı Av. Hacı YILMAZ DEMİR, Tokat Baro Başkanı Av. Melih YARDIMCI, Yozgat Baro Başkanı Av. Mehmet ŞİMŞEK, TBB Başsanışmanı
Av.Zafer Köken katıldılar. Toplantı da Yargı Bağımsızlığı, güncel meslek
sorunları ve çözüm önerileri değerlendirildi. Toplantı sonrasında Kayseri Baro Başkanı Av. Cavit DURSUN ile Baro Başkanımız Av. A.Melik DERİNDERE karşılıklı hediye sunumunda bulundular.
0-21-22 ARALIK 2019'DA, KAYSERİ'DE YAPILAN, GENİŞLETİLMİŞ İÇ ANADOLU BARO BAŞKANLARI KAYSERİ TOPLANTISI SONUÇ BİLDİRGESİ
1-Anayasalar, devletlerin ve milletlerin iskeleti, omurgası
ve pusulasıdır. Güçlü devletler ve bütünleşmiş milletler, güçlerini ve
saygınlıklarını " Anayasal devlet " olmaktan alırlar. Anayasamızın
"Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü" başlıklı 11. Maddesi "
Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve
diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya
aykırı olamaz." hükmüne amirdir. Yine Anayasamızın " Cumhuriyetin
nitelikleri " başlıklı 2. Maddesi " Türkiye Cumhuriyeti, toplumun
huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı,
Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,
demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir. " hükmüne amirdir.
Kanunların Anayasaya ; yönetmeliklerin, düzenleyici işlemler ve uygulamaların
ise Kanunlara aykırı olmaması gereği, hukuk devleti ilkesinin doğal ve tabii
bir sonucu olmalıdır. Bütün bu nedenlerle, anayasası olan devlet değil,
Anayasal Devlet olmak için, Devletin tüm kurumlarını, makam ve kişileri,
Anayasaya ve Anayasada belirtilen tüm ilke ve değerlere, bağlılık ve saygıya
davet ediyoruz.
2- Anayasamızın "Egemenlik" başlıklı 6. Maddesinde
"Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini,
Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa
bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet
yetkisi kullanamaz." hükmüne amirdir. Yine Anayasamızın " Yargı
yetkisi " başlıklı 9. Maddesi "Yargı yetkisi, Türk Milleti adına
bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır. " hükmüne, Anayasamızın
" Hak arama hürriyeti " başlıklı 36. Maddesi " Herkes, meşru
vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya
davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir
mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz." hükmüne ve
yine Anayasamızın "Kanuni hakim güvencesi" başlıklı 37. Maddesi
"Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne
çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne
çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.
" hükümlerine amirdir. Bütün bu hususlar, tartışmasız bir şekilde yargı
yetkisinin devletin vazgeçilemez görev ve yetkisi olduğunun, vatandaşların
yargıya başvurmasının önüne hiçbir engel, şart ve zorunluluk konulamayacağının
anayasal güvenceleridir. Devletin var olmasını sağlayan toplum sözleşmesinin
tek ve asli nedeni, adalet, huzur ve hakka ulaşma amaçlı, yargı düzeni ve
hukuktur. Devletin temeli adalettir. Devlet, yargı erkini ve hakkını
özelleştiremez ve hiçbir şekilde devredemez. Yargı ve yargı hizmetleri
kötülenerek ve yargıya güveni azaltarak, çözüm ve adalet sağlayamazsınız.
Yargıya alternatif olarak yapılan arabulucu, uzlaştırma, tahkim ve
bilirkişilikteki değişikliklerin, adalete, topluma ve sisteme verdiği büyük
zararlar görülmelidir. Hak arama hürriyetine ve adil yargılanma hakkına engel
olan arabuluculuk, tahkim ve uzlaştırma gibi müesseselerin, milli birlik ve
beraberliğimize ve toplumdaki adalet duygusuna, ağır ve yıkıcı sonuçları
olacağından endişe etmekteyiz. Sosyal Hukuk Devleti ilkesine, adil yargılanma
hakkına, hak arama özgürlüğüne ve yargı erkine sahip çıkılmalıdır. Kuruluş
yasasında dahi adaleti ve hakkı değil, menfaati öne çıkaran bir düzenlemelerin
bu haliyle uygulanmasını doğru bulmak mümkün değildir. İş yükü ve yargılama
sürelerinin uzunluğu, hakim sayısının yetersizliği gibi sebepler, asla
adaletten vazgeçmenin gerekçesi olamaz.
3- Anayasamızın "Mahkemelerin bağımsızlığı"
başlıklı 138. Maddesi "Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya,
kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir
organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve
hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde
bulunamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak
zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle
değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez. " hükmüne
amirdir. Ülkemizde hukuki güvenliğin,
hızlı, adil, bağımsız ve tarafsız bir yargının ve güçlü bir savunmanın
gerçekleşmesi için, toplumdaki her kesimin emek, çaba, özveri ve inancına
ihtiyacımız bulunmaktadır. Siyasî irade ve devlet yöneticilerinin, Yargı
erkinin eşitler arasında birinci erk olduğuna, Kuvvetler Ayrılığı, Hukukun
Üstünlüğü ve Hukuk Devleti ilkelerine, adalet, liyakat, Savunma ve eşitlik
kavramlarına ve evrensel yargı kurallarına inanmaları ve saygı göstermeleri
şarttır. Bu uğurda, Hakim ve Savcılarımızın teminat ve güvenceleri tam olarak
sağlanmalı, Savunma hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalı, kanunlar
yapılırken yargı organlarının görüş ve önerileri öncelikle dikkate alınmalı,
Barolar ve Avukatların tam bağımsızlığı sağlanmalı, liyakat ve ehliyet öncelik
taşımalıdır. Tüm insanlarımız, kendileri ya da grupları için değil, herkes için
evrensel ve ilkesel adalet anlayışını benimsemeli ve istemelidir. Toplumun tüm
katmanlarının adalet, savunma, eşitlik ve hukuk ihtiyacını en üst perdeden
talep etmesi gerekmektedir. İçeride ve dışarıda, yargıya olan güveni artırmak,
tarafsızlık ve bağımsızlığını sağlamak, kalitesini ve hızını artırmak
zorundayız.
4- Güvenilir, saygın, adil ve iyi işleyecek bir yargının en
önemli şartlarından birisi de hukuk eğitimidir. Hukuk eğitimi kaliteli ve
nitelikli olmayan bir ülkenin, yargısından da hiçbir şey beklenemez. Bunun için
hukuk fakültelerinin sayılarının ve kontenjanlarının bir an önce azaltılması,
yeni hukuk fakültesi açılmasının önüne geçilmesi, hakim ve savcıların makul süre
fiili avukatlık yapmış olanlardan seçilmesi, hakim yardımcılığı sisteminin
getirilmesi, devlet ve avukatlık sınavlarının derhal uygulanmaya konulması, her
türlü sınav ve seçmelerde, sadece liyakat ve ehliyete dayanılması
gerekmektedir.
5- Düşünce, fikir ve inanç hürriyetleri, bireyin, toplumun
ve devletin gelişmesinin en temel faktörlerinden birisidir. Bu nedenle, bu
özgürlükler alabildiğince genişletilmelidir. Konuşan, düşünen, araştıran ve
sorgulayan birey ve toplumlardan korkulmamalıdır. Şüpheliye/Sanığa ceza
verebilmenin yolu sadece hukuk ve adil yargılamadan geçer. Eğer hukuku
uygulamazsanız, savunma hakkı vermezseniz, adil yargılanma, masumiyet karinesi
ve suç ve cezanın şahsiliği ilkelerini zedelerseniz, suç isnadında bulunulan
şüpheliyi-sanığı dahi adil, vicdani ve kabul edilebilir şekilde
cezalandıramazsınız. Öyle bir hukuk düzeni kurmalıyız ki, bırakın kamuoyunu,
sanığın kendisi bile adil yargılandığına inanmalıdır. Adil olmak kadar önemli
olan bir diğer hususta, adil gözükmektir. Çoğu kez adil gözükmek, adil olmanın
bile ötesine geçmektedir. Hukuku ve hukukun ilkelerini savunmak, suçu ve sanığı
savunmak değildir. Sürekli gündemde tutulan her türlü aflar, ceza kanunları,
ceza usul ve infaz sisteminde sürekli yapılan değişiklikler, sistemin güvenilirliğini
zedeleyecek, toplumsal barışı ve huzuru bozacaktır. Hukukla ilgili yapılan ve
yapılacak her türlü düzenlemeler, popülist, güne göre ve siyaseten değil, hukuk
kurumlarının ve organlarının ve sahadaki uygulayıcıların görüşleri alınarak
yapılmalıdır.
6- Kişisel veri, özel hayatın gizliliği vb. isimler altında,
yönetmelik, genelge ve yazılarla, Avukatlık. Kanununun 2. Maddesindeki hak ve
yetkilerin, tapu, nüfus kaydı, sabıka vb. Kamu kurum ve kuruluşlarında
kullanılamaması hususlarının önündeki tüm engellerin kanunilik ilkesine
istinaden kaldırılması gerekmektedir. KDV indirimlerinde yaşanan sorunlar ile
son karşı kanuni vekalet ücretindeki kesintinin uygulanma sorunlarının ivedi
bir şekilde giderilmesi sağlanmalıdır. CMK ücretleri avukatlık asgari ücreti
seviyesine çekilerek CMK görevleri angarya olmaktan çıkarılmalı, ceza
uzlaştırmacılığı sadece baroya kayıtlı avukatlarca yerine getirilmelidir.
7- Kamuda görev yapan avukatlara, yargının kurucu
unsurlarından olduğu da dikkate alınarak, yargının diğer kurucu unsurları
olarak hakim ve savcılara uygulanan ek gösterge rakamları aynen uygulamalı,
hazırlanacak ilk yargı reformu paketinde bu düzenlemeye mutlaka yer
verilmelidir. Aynı pakette, kamu avukatlarının vekâlet ücretlerinin avukat
olmayan kamu görevlileri ile paylaştırılması ve vekalet ücretlerine kota
konulması ve uygulamalarına son vererek düzenlemeler de yer almalıdır. Çalışma
şartları, meslekleri gereği diğer memurlardan farklılık arz eden kamu
avukatlarına, Danıştay kararları da dikkate alınarak, işyeri giriş ve çıkışları
başta olmak üzere, mesleki bağımsızlıklarını koruyacak koşulların uygulanması
istisnasız bir şekilde sağlanmalıdır. Kamuda ‘sözleşmeli tam zamanlı çalışan
avukatların’ özlük haklarının kamu güvencesine alınması ve aynı seviyede olması
sağlanmalıdır.
8- Özellikle icra dairelerinde ve tek icra modelinde,
Uyap'ta yaşanan sıkıntılar, sorgulama, kesinleşme şerhi, haciz koyma vb. tüm
işlemlerde yaşanan sıkıntıların değerlendirilmesi ve Bakanlıkça tüm sorgu,
işlem ve haciz ekranlarının avukatlara açılması için gerekli girişimler
yapılarak, sonuçlandırılması sağlanmalıdır.
9- Evrensel, milli ve manevi tüm hukuk, yargı, savunma ve
adalet ilke ve değerlerimize ve özellikle vatandaşlık bilincine ve hukukuna
sahip çıkmalı, birleştirmeli ve uygulamalıyız. Ancak ve ancak bu şekilde, milli
birlik ve beraberliğimizi, ülkemizi, millet ve insan olarak varlığımızı, hukuki
güvenlik ve huzurumuzu koruyabilir ve sağlayabiliriz. Devletimize,
Cumhuriyetimize, Cumhuriyetin kurucu değerlerine ve Evrensel İlkelere sahip
çıkmaktan başka bir yolumuz ve çaremiz yoktur.
Meslektaşlarımıza ve kamuoyunun dikkatine saygılarımızla
duyurulur. 22.12.2019
Kayseri Barosu
Aksaray Barosu
Amasya Barosu
Ankara Barosu
Bartın Barosu
Çankırı Barosu
Çorum Barosu
Elazığ Barosu
Erzincan Barosu
Erzurum Barosu
Eskişehir Barosu
Giresun Barosu
Gümüşhane-Bayburt Bölge Barosu
Isparta Barosu
Kahramanmaraş Barosu
Karabük Barosu
Karaman Barosu
Kastamonu Barosu
Kırıkkale Barosu
Kırşehir Barosu
Konya Barosu
Malatya Barosu
Nevşehir Barosu
Nigde Barosu
Sakarya Barosu
Samsun Barosu
Sinop Barosu
Sivas Barosu
Tokat Barosu
Yozgat Barosu